Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3024
Karar No: 2021/7100
Karar Tarihi: 29.03.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3024 Esas 2021/7100 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/3024 E.  ,  2021/7100 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalıya ait işyerinde petrol arama işinde çalıştığını, 2016 yılında iş sözleşmesinin sona erdiğini, işyerinde genel olarak 40 gün çalışma 20 gün dinlenme esası olduğunu ancak özellikle 2014 yılı öncesinde çalışmaların yoğun olduğunu ve bu sürelerin aşılarak fazla çalışma yapıldığını, ücretlerinin ise ödenmediğini, ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, zamanaşımı def"ini öne sürerek, işyerinde projlere göre çalışma yapıldığını, 2014 yılı sonrasında çok az iş yapıldığını ve çalışma olmasa da işçilerin ücretlerinin ödendiğini, 2014 yılı öncesinde ise projlere göre çalışma yapılarak 40 gün çalışma 20 gün dinlenme ile denkleştirme uygulandığını, fazla çalışma yapılmadığını, çalışma olduğunda genel tatil ücretlerinin ödendiğini, ve davacının alacağı olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ancak dava konusu alacakların belirlenebilir nitelikte olduğu ve belirsiz dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. Yargırtay (Kapatılan) 22. H.D. nin 20.06.2016 tarihli ilamı ile özetle "...Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsili istemi ile açılan davada, anılan alacak kalemlerinin miktarının belirlenmesi davacının elinde bulunmayan bir kısım bilgi ve belgelerin sunulması ve şahit anlatımları ile mümkün hale gelecektir. Şahit anlatımlarına dayanılarak hesaplanacak alacakların miktarından yapılacak takdiri indirim oranı da baştan belirlenebilir değildir. Bu sebeplerle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararı üzerine davanın esasına geçilmiş, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının gündüz 11 saati aşan ayrıca denkleştirme sonucu haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı, bu bağlamda fazla mesai ücreti alacağına ilişkin davanın reddi gerektiği, hafta tatilindeki çalışmanın % 100 fazlalığına tekabül eden kısmının, çalışmadan geçirilen süreye tekabül ettiği, bu bağlamda hafta tatili ücreti alacağının sadece % 50"lik kısmına hükmetmek gerektiği, yine bir kısım ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı olduğu, gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1- Davalı Temyizi Yönünden Yapılan İnceleme Sonucunda;
    Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla halen uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir. İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir. Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
    Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
    Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
    Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
    Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.06.1975 tarihli ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’da açık düzenleme olmamakla birlikte, bu Kanun’un 15. maddesindeki düzenleme gereği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla halen uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
    Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan/temyize konu edilen miktar 2.482,12 TL olup karar tarihi itibari ile 3.920,00 TL"lik kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı tarafın temyiz isteminin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla halen uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427, 432 maddeleri, uyarınca REDDİNE
    2- Davacı Temyizi Yönünden Yapılan İnceleme Sonucunda;
    a- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    b- İşçinin çalışmalarının denkleştirmeye tabi tutulması ve fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamayacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 41 inci maddesine göre haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır. Anılan Yasanın 63 üncü maddesinde ise, “Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının davalıya ait işyerinde, davalının aldığı projlere göre değişen zamanlarda ve çeşitli yerlerde petrol arama işinde çalıştığı, işverence çalışma yapılan bölgelerde otellerle anlaşma yapılarak konaklama sağlandığı, çalışma yerinin ise şantiyeler olduğu, genel olarak 40 gün aralıksız çalışma 20 gün ise dinlenme esasının bulunduğu, taraf delillerinin değerlendirilmesine göre günlük 11 saati aşan çalışma olmadığı ve iş sözleşmelerinde haftalık 5 saatlik fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil edildiği, anlaşılmaktadır.
    Yapılan iş gereği, işçilerin çalışmaları projlere göre olup davacının çalışma yaptığı yer ve zamanların tespitine yönelik olarak dosyada tarafların sunduğu puantaj kayıtları ile otel ve emniyet kayıtları bulunmaktadır. Ancak davacı tarafça sunulan puantajlar davalı tarafından kabul edilmemiştir. Buna göre dosyada mevcut bilirkişi raporunda davalı tarafça sunulan puantajlar, otel ve emniyet kayıtları bir bütün olarak değerlendirilerek davacının çalışma yaptığı günler belirlenmiştir.
    Hükme esas bilirkişi raporunda, genel olarak 40 gün çalışma 20 gün dinleme düzeni dikkate alınmış, iş sözleşmesindeki fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğuna ilişkin hüküm de gözetilerek 2 aylık sürede denkleştirme olduğu ve fazla çalışma yapılmadığı belirtilmiş ve Mahkemece de söz konusu talep yazılı gerekçe ile red edilmiştir.
    Dosyada mevcut bilirkişi roporundan anlaşıldığı üzere davalı tarafça sunulan puantajlar ile otel ve emniyet kayıtlarına göre düzenli bir "40 gün çalışma 20 gün dinlenme" esası olmayıp bazı zamanlarda 40 günün üzerinde çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Mahkemece, söz konusu kayıtlara göre 2 aylık süreler için kayıtlar ayrı ayrı değerlendirilerek denkleştirme olup olmadığı belirlenmesi ve denkleştirmenin aşıldığı zamanlar ile davacı alacağının belirlenmesi gerekirken, kayıtların varlığına rağmen ortalama bir çalışma sistemi kabulü ile değerlendirme yapılarak fazla çalışma alacağı talebinin reddi hatalıdır.
    c- Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere davacının çalışmaları davalı tarafça sunulan puantajlar ile otel ve emniyet kayıtlarıyla belirlenebilir durumda olup hafta tatilinde yapılan çalışmalar ile genel tatil çalışmaları bu kayıtlara göre belirlenerek ve kayda dayalı olduğundan hesaplanan miktarlardan indirim de yapılmayarak alacakların tespiti gerekmektedir.
    Mahkemece hafta tatili alacağı ile ilgili " hafta tatilindeki çalışmanın % 100 fazlalığına tekabül eden kısmının, çalışmadan geçirilen süreye tekabül ettiği, bu bağlamda hafta tatili ücreti alacağının sadece % 50"lik kısmına hükmetmek gerektiği" şeklindeki hatalı değerlendirme ile hesaplama yapılması, davalı tarafça sunulan puantajlara itibar edilmemesi ve kayda dayanan alacaklardan indirim yapılması isabetsizdir.
    ç- Mahkemece, davalı lehine vekalet ücreti belirlenirken karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 22. madde hükmünün değerlendirilmemesi de hatalıdır.
    d- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 332. maddesine göre, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilmeli ve davadaki kabul red oranı gözetilmelidir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 29/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi