1. Hukuk Dairesi 2014/13243 E. , 2016/394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı vekili, 6889 parsel sayılı taşınmaz ve üzerindeki binanın 23/3/2011 tarihinde müvekkilleri tarafından davalı ..."dan satın alındığını, söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı binanın 1. katının ..., 2. katının ..., 3. Katının ise ... tarafından kullanıldığını, 4. katın ise boş olduğunu, davalılara ... Noterliğinin 24/11/2011 tarihli ve 4333 yevmiye numaralı ihtanamenin gönderildiğini, ancak davalıların taşınmazı boşaltmadığını, davalıların 6869 sayılı taşınmaza müdahalelerinin men"ine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., duruşmadaki beyanında, davanın reddini savunmuştur, diğer davalılar usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, "dava konusu bağımsız bölümleri kullanan davalılar bakımından kullandıkları bağımsız bölümler belirtilmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken dava konusu edilmeyen 4 nolu bağımsız bölümü de kapsayacak şekilde ana parsel üzerinden kabul kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan, davalılar ayrı ayrı bağımsız bölümleri kullanan kişiler olup, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığına göre her bir davalının kullandıkları bağımsız bölümün değeri üzerinden harç ve vekalet ücretinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, dava konusu edilmeyen 4 nolu bağımsız bölümün de değeri hesaba katılarak toplam değer üzerinden tüm davalıların müteselsilen harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olmaları isabetsizdir" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bilindiği üzere; bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak (usûli müktesep hak) kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Ne varki; mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma ilamının gereğinin eksiksiz olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki , bozma ilamında harç ve vekalet ücreti açısından davalıların müteselsilen sorumlu tutulmalarının doğru olmadığı hususlarına da değinilerek yerel mahkeme kararı bozulmuş ise de, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma gereği bu yöne ilişkin olarak yerine getirilmeden karar verilmiştir.
Hâl böyle olunca, davalılar ayrı ayrı bağımsız bölümleri kullanan kişiler olup, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığına göre her bir davalının kullandıkları bağımsız bölümün değeri üzerinden harç ve vekalet ücretinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile toplam değer üzerinden tüm davalıların müteselsilen harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olmaları isabetsizdir.
Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.