21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1536 Karar No: 2015/16689 Karar Tarihi: 15.09.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/1536 Esas 2015/16689 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 321. maddesi gereği hüküm tefhim edildiğinde, hükmün gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı durumlarda, gerekçeli kararın bir ay içinde yazılıp tebliğ edilmesi gerektiği belirtiliyor. Hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise temyiz süresi HMK'nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul ediliyor ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlıyor. Temyiz eden tarafın, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunlu oluyor. Ayrıca kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği gerekiyor. Kanun maddeleri ise şöyle: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321/2 ve 433. maddeleri, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012
21. Hukuk Dairesi 2015/1536 E. , 2015/16689 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kocaeli 6. İş Mahkemesi TARİHİ : 02/12/2014 NUMARASI : 2012/44-2014/542
KARAR
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Temyiz eden davacı vekilince sunulan temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince davalı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.