10. Hukuk Dairesi 2018/2323 E. , 2018/8436 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalı Kurum tarafından kesilen ölüm aylığının, çalışamayacak derecede malul olduğundan bahisle kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Davacı vekili tarafından, duruşma talebinde bulunulmuş ise de, temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verilerek işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 25.maddesi “Sigortalının veya işverenin talebi üzerine, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü Maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60"ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.” hükmünü içermekte olup, malul sayılma için 506 sayılı Yasada öngörülen çalışma gücünün en az 2/3’sini yitirmiş olma hali, 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 25.maddesindeki yasal düzenlemede “çalışma gücünün en az % 60’ını kaybetme” olarak öngörülmüştür.
Bu düzenleme çerçevesinde, sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ise 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Davacının çalışma gücü kayıp oranı, yukarıda belirtilen mevzuatlar kapsamında incelenmesi gerektiğinden, mahkemece, davacıdaki hastalık ve arazların 01.10.2008 tarihinde kadar, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü muvacehesinde, çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirmesine sebebiyet verip vermediği, 01.10.2008- 31.08.2013 tarihleri arası için, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde çalışma gücünün en az %60’ını yitirmesine sebebiyet verip vermediği; 01.09.2013 tarihi sonrası için Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde malûl sayılmayı gerektirecek derecede bulunup bulunmadığı, malûl ise, malûllük halinin hangi tarihte oluştuğuna dair ... Üst Kurulundan rapor alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası her ne kadar ... Genel Kurulundan alınan rapora göre davanın reddine dair karar verilmiş ise de, söz konusu raporda, 01.09.2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği öncesi mevzuata göre değerlendirme yapıldığı belirgin olduğundan, 01.09.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde, davacının çalışma gücü kayıp oranının tespiti için ... Üst Kurulundan rapor alınıp (maluliyetin varlığına dair tespit yapıldığı takdirde, daha sonraki bir tarih belirtilmediği sürece, maluliyet başlangıcının 01.09.2013 olduğu gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.