15. Ceza Dairesi 2017/10311 E. , 2019/15358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanıklar ... ve ... hakkında;
TCK"nın 158/1-d, 43/1, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında; TCK"nın 158/1-d, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında; müştekiye karşı Ocak 2006 ve 10.12.2008 tarihli eylemler nedeniyle dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından dava açılmış olmasına rağmen, tamamlanmış dolandırıcılık suçundan hüküm kurulduğu, teşebbüs aşamasında kalan dolandırıcılık eylemle ilgilihüküm kurulmadığının anlaşılması karşısında; teşebbüs aşamasında kalan eylem nedeniyle zamanaşımı süresi için karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar ... ve ...’nin Ocak 2006 tarihinde müştekinin iş yerine gelerek, kendilerini SSK müfettişi olarak tanıtarak, iş yerine ait defter ve belgeleri inceledikten sonra, SSK ve Maliye’ye yardım yapması gerektiğini söyleyerek yanlarında getirdikleri ancak müştekiye vermedikleri bir makbuzu göstererek 2.000 TL para aldıkları,
Bu tarihten 2-3 ay sonra bu defa sanıklardan ..., kimliği tespit edilemeyen bir şahısın birlikte müştekinin işyerine gelerek, aynı şekilde sanık ...’nun kendisini SSK müfettişi olarak tanıtıp, şikayet üzerine iş yerine geldiğini, kendisine yardımcı olacağını söyleyerek bunun için de SSK"ya para yatırması gerektiğini belirtip, katılandan 3.000 TL para aldığı,
En son 10.12.2008 tarihinde tüm sanıkların yanlarında kimliği tespit edilemeyen bir şahısla tekrar gelerek, kendilerini SSK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müfettişleri olarak tanıtarak, iş yeri için tutanak tutacaklarını, tutanağın tutulmaması için müştekiden para istedikleri, katılanın "siz dolandırıcısınız, sizi polise yakalatacağım" diyerek bağırdığından, sanıklar ... ve ..."in kaçtığı, diğerlerinin yakalandığı, bu şekilde sanıkların dolandırıcılık ve dolandrıcılığa teşebbüs suçunu işledikleri iddia edilen olayda; sanıkların savunmaları, müşteki beyanları ve dosya kapsamına göre; sanıkların eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanabilmesi için “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunması halinde her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı gözetildiğinde; sanıklar ... ve ..."nun Ocak 2006 tarihindeki ilk eylemleri ile 10.12.2008 tarihli son eylemleri arasında sürenin geçtiği, bu nedenle kastlarınıın yenilenmiş olduğu anlaşılmakla; sanıklar ... ve ... hakkında iki ayrı eylemden dolayı nitelikli dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması yerine; koşulları oluşmayan 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak, tek eylemden ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeksizin bozma nedeni yapılmamıştır.
5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, sanıklar hakkında aynı gerekçelerle hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılmak verilmesi suretiyle 60 tam gün olarak çelişkili hükümlerin kurulması,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanıklar ... ve Bayram Daşdanoğlu hakkındaki hükümler fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “600 gün” ve “75 gün”, “62 gün” ve “1.240 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün”, “6 gün”, “5 gün” ve “100 TL“ adli para cezası ibarelerinin, sanık ... hakkındaki hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “60 gün” ve “50 gün” ve “1.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve “80 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.