4. Ceza Dairesi 2017/22803 E. , 2019/1600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Suça sürüklenen çocuk ..."nın ifadesinin 31/05/2011 tarihinde talimat yoluyla alınması, yargılama mahkemesinde suça sürüklenen çocuğa CMK"nın 150/2. maddesi uyarınca müdafi atanması ve 30/06/2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın bu müdafiin huzurunda açıklanması, müdafinin itirazı üzerine 19/08/2011 tarihinde itirazın reddine karar verilmesi, suça sürüklenen çocuğun 07/09/2015 tarihli ifadesinde; askerde olması nedeniyle hakkındaki karardan haberinin olmadığını ve tebligat almadığını savunması, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/03/2008 tarihli ve 2008/9-7 esas, 2008/56 sayılı kararında; kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda; zorunlu müdafie yapılmış bulunan tefhim ve tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağının, bu durumda, velev ki zorunlu müdafii sanığın lehine gibi görünen bazı işlemleri yapmış olsa -örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa- dahi, hükmün sanığın kendisine de tebliğ edilmesi ve kendisine yapılan tebliğ üzerine sanık tarafından temyiz dilekçesi verilmesi halinde, temyiz davasının kabul edilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun kendisine müdafii atandığından haberdar olmadığı gözetilip 30/06/2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın suça sürüklenen çocuğa ayrıca tebliği gerekirken, bu işlem yerine getirilmeden, 30/06/2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 04/10/2018 tarihli ve 2017/8-952 esas, 2018/403 sayılı kararında da açıklandığı üzere; verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının durmayacağı ve denetim süresinin başlamayacağı, denetim süresi başlamadığı için de denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı cihetle, Yerel Mahkemece verilen 01/10/2015 tarihli ve 2015/434 esas, 2015/457 sayılı hükmün açıklanmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun
olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkûmiyet kararının dava zamanaşımını kesmeyeceği ve bu nedenle dava zamanaşımını kesen son işlemin, suça sürüklenen çocuk ..."nın 31/05/2011 tarihli sorgusunun olduğu anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk ..."nın 31/05/2011 tarihli sorgusuna göre 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımının inceleme tarihine kadar gerçekleşmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ..."nın temyiz istemi bu nedenle yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVALARININ DÜŞMESİNE, 06/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.