Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2470
Karar No: 2017/10602
Karar Tarihi: 14.12.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2470 Esas 2017/10602 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2470 E.  ,  2017/10602 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili 25.04.2011 tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin 480/154697 payının maliki olduğu ... ... mevkiinde bulunan 1664 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, Hazine tarafından açılan dava sonucu tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, davacının taşınmazı satın alırken iyi niyetli olduğunu, taşınmazda herhangi bir şerh bulunmadığını, buna rağmen taşınmaz mülkiyetini kaybettiklerini tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilerek bu tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesinde dava değerini 8.000 TL göstermiştir.
    Davacı vekili 01.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; talep ettikleri tazminat miktarını toplamda 511.347,98 TL"ye artırmış dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah harcını da yatırmıştır. Mahkemece, davanın 511.347,98 TL üzerinden kabulüne, dava tarihinden faiz yürütülmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK’nın 1007.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun olmayı ifade eder. Zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip dava yolu ile isteyebilme imkanını ortadan kaldıran savunma sebebidir. Borçlar Kanununun 140. maddesi gereğince kişisel bir def’i olan zamanaşımı savunması yasal süresi içinde ileri sürülmediği zaman mahkemece kendiliğinden gözetilemez. Genel olarak savunma nedenlerinin ve bu arada zamanaşımı def’inin, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 195. maddesi gereğince esasa cevap süresi içinde bildirilmesi gereklidir. Süre geçtikten sonra ileri sürülebilmesi, başka bir deyişle savunmanın genişletilmesi, bazı koşulların bulunmasına bağlıdır. (HUMK 202/2). Davacı taraf savunmanın genişletilmesine karşı çıkarsa mahkeme, süresinde ileri sürülmeyen zamanaşımı savunmasına değer veremez.Somut olayda; 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce 25.04.2011 tarihinde açılan davada, dava dilekçesi Hazine vekiline 13/05/2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı Hazine cevap süresini geçirdikten sonra sunduğu 10/06/2011 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmiştir.
    Davacı ise cevaba cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmada da zamanaşımı konusunda beyanda bulunmamıştır.
    Uygulamada kabul edilen görüşe göre, savunmanın genişletilmesine muvafakat açık (sarih) olabileceği gibi, zımni de olabilir. Davalının savunmayı genişletmesi üzerine, davacı hemen buna (yani savunmayı genişletmeye) itiraz etmezse ve özellikle de genişletilen savunmanın esasına cevap verir ve bu savunmanın belli nedenlerle varit olmadığını ve olayda zamanaşımının dolmadığını bildirirse bu takdirde savunmayı genişletmeye zımnen muvafakat etmiş sayılır. Bu takdirde ise davalı tarafından dermeyan edilen zamanaşımı savunmasının incelenmesi zorunludur. Çünkü, incelenmesi mümkün bir zamanaşımı savunması mevcut iken işin esasına girilip, uyuşmazlığın çözümlenmesi mümkün değildir (Baki, Kuru: age., s.1722 vd. ve orada anılan kararlar; HGK"nın 29.2.1984 gün ve E:1981/4-1158, K:1984/168 sayılı kararı).
    Öte yandan, Yargıtay HGK"nın 18.11.2009 gün ve 2009/4-383 E. - 2009/517 K. 16.06.2010 gün ve 2010/4-349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Anılan Kanun maddesinde düzenlenen sorumluluk, objektif (kusursuz) sorumluluk olup, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK"nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, bu süre ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/284 E. - 1993/593 K. sayılı kararının kesinleştiği tarih olan 11/03/1996 tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Somut olayda dava, 25/04/2011 tarihinde zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmıştır.Hal böyle olunca, yerel mahkemenin yukarıda belirtilen maddi ve hukukî olguları gözeterek, davalının süresinden sonra ileri sürdüğü zamanaşımı def"ine davacının süresinde itiraz etmediği dikkate alınarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/12/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi