17. Hukuk Dairesi 2016/3126 E. , 2018/11949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 07.11.2011 tarihinde, davalının malik ve sürücüsü bulunduğu aracın, davacı ... idaresindeki araca, çarptığını ve davacıların yaralandığını, kusurun davalıda olduğunu davacı ... için 5.000,00 TL. diğer davacılar için ayrı ayrı 3.000,00"er TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı, zamanaşımı, kusur ve tazminatın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 4.000,00 TL, diğer davacılar için 1.000,00"er TL, olmak üzere toplam 7.000,00 TL manevi tazminatın 07/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL"dir. Davalı vekili tarafından davacılar Nejla, Rabia Rümeysa ve ... yönünden temyize konu edilen manevi tazminat miktarları anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar
verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin adı geçen davacılar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, birden fazla kişinin yaralandığı olayda uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 448,80 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.