21. Hukuk Dairesi 2018/5866 E. , 2019/2235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan iş verenlere ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 2003 yılının son aylarından 15.10.2008 tarihine kadar davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının davalılardan ... Üniversitesi"ne ait işyerinde 01.12.2003 tarihinden 15.10.2008 tarihine kadar asgari ücret esas olacak şekilde aralıksız olarak iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştığının ve davacının bilirkişi raporunda bildirildiği şekilde 1755 gün bildirilmeyen prim ödeme gün sayısının bulunduğunun tespitine” karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Somut olayda; 27.12.2011 tarihli 28155 sayılı resmi gazetede ilan edilen Bakanlar Kurulu kararının 07.12.2011 tarih ve 2011/2620 sayılı ekine göre davalı ... bünyesindeki ilahiyat fakültesinin... Üniversitesi Rektörlüğüne bağlandığı, 30.03.2012 kabul tarihli 6287 sayılı Kanun ile ...Üniversitesinin adının ... Üniversitesi olarak değiştiği anlaşılmış olup mahkemece davacının ihtilaflı dönemdeki çalışmalarının davalı ... nezdinde geçtiğinin kabulü yerindeyse de davalı ... bakımından olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması hatalıdır. Bunun yanı sıra, davacının yaz tatillerinde davalı üniversitede çalışmasının olup olmadığı konusunda tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması da yerinde değildir.Yapılacak iş, davalı ... bakımından davanın husumetten reddine karar vermek, ihtilaflı dönemde üniversitedeki eğitim öğretime hangi tarihlerde ara verildiğini araştırıp belirlemek, davacının ihtilaflı dönemdeki çalışmasının eğitim öğretim dönemi dışında devam edip etmediği konusunda yeniden tanık beyanlarına başvurmak ve bu konudaki çelişki giderildikten sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 25.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.