MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62, 51, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Kimliği belirlenemeyen kişilerce katılanın 03/04/2013 tarihinde telefonu aranılarak, telefonu açtığında eşinin telefona çıktığı, evde polisler var, sahtekarlık olayından dolayı telefonumuz dinleniyormuş dediği, katılanın da telefonu polise ver demesinden sonra, arayan şahsın, katılana ait kimlik bilgisinin Diyarbakır"da bir vatandaş tarafından kopyalanmış olduğu, bu kişilerin tespit edildiği, acele bankaya giderek, parayı çekip daha sonrasında ise suç üstü yapılarak suçluların yakalanacağını söylediği, böylece katılanın beraat eden sanık ..."ın kredi kartı hesabına 1300 TL para havalesi yapmasını sağladığı, ..."ın kredi kartı hesabına havale edilen paranında aynı gün Adana"da 1500 TL olarak sanık ... tarafından çekildiği tespit edildiği, böylece sanık ...’in kimliği tespit edilemeyen kişiler ile iş birliği içerisinde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; kimliği tespit edilemeyen kişilerin kendisini kamu görevlisi olarak tanıttığı ve sanık ..."in de kimliği tespit edilemeyen kişiler ile işbirliği içerisinde olduğu anlaşılan eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 23/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.