16. Hukuk Dairesi 2015/19294 E. , 2017/9236 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 187 ada 1 parsel sayılı 202,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu belirtilmek suretiyle tarafların ortak miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmaz bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adlarına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı Mustafa"ya ait olduğu, davacı tarafın babası Hasan tarafından muris ...."nın ölüm gününden sonra taşınmaz üzerine ev inşa edildiği, ne var ki davacı tarafın, taşınmazın dedeleri ..."dan babalarına taksim ya da başka bir hukuki işlemle intikal ettiğine dair bir iddiada bulunmadıkları, Hasan tarafından sürdürülen zilyetliğin ... terekesi adına olduğu gerekçesi ile yazılı karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı gibi varılan sonuç da dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Taşınmazın öncesinin tespit ve kayıt maliki muris Mustafa"ya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf, dava dilekçesi ile taşınmaz üzerinde bulunan ve babaları Hasan tarafından yaptırılan evin bulunduğu alanın babaları ..."ın zilyetliğinde olduğunu belirterek bu bölümünün tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında gerek davacı ..."nın gerekse davacılar vekilinin beyanlarından davacı tarafın taksim hukuki nedenine dayanarak taşınmazın üzerinde taş ev bulunan bölümünü dava konusu ettikleri anlaşılmakta olup buna göre Mahkemenin, dava sebebi olarak taksim hukuki nedenine dayanılmadığına dair gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Öte yandan, muris Mustafa"nın terekesine dahil olduğundan bahisle dosyaya getirtilen dava dışı parsellere ait kadastro tutanak örneklerinden taşınmazların muris Mustafa"dan intikal olup mirasçılar arasındaki taksim gereği Mustafa mirasçıları olan tespit malikleri adlarına tespit ve tescil edildikleri anlaşılmaktadır. Duruşmaya katılan davalı ... da dava konusu taşınmaz haricindeki murisin dava dışı diğer taşınmazlarının taksim edildiğini, ancak dava konusu taşınmazın taksime konu olmadığını beyan etmiş, vekilleri aracılığıyla yazılı beyanda bulunan davalılar İbrahim, Mehmet ve ... da çekişmeli taşınmazın iştirak halinde mülkiyete konu olduğunu savunmuşlardır. Şu halde muris Mustafa terekesinin taksim edildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık 187 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çekişmeli olan bölümünün bu taksime konu olup olmadığı, taksim edilmiş ise kime kaldığı noktasında toplanmaktadır. Ancak yapılan keşifte dinlenilen davalı ..."ın eşi davalı tanığı ... haricindeki yerel bilirkişi ve taraf tanıkları taşınmazın öncesinin kime ait olduğunu ve taksime konu olup olmadığını bilmediklerini beyan etmişlerdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunduğu ve mevcut araştırma ile eldeki delil durumuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın aydınlatılamadığı gözetilerek, taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, HMK’nın 31. maddesi kapsamında taraflarca gerektiğinde yeniden bildirilecek tanıklar ile tespit bilirkişileri hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından; dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, eski taş evin bulunduğu davaya konu bölümün taksime konu olup olmadığı, taksime konu olmuş ise kime ne şekilde intikal ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, olduğu gibi, kabule göre de taşınmaz üzerindeki taş evin muris Mustafa"nın ölüm gününden sonra davacılar murisi Hasan tarafından yaptırıldığı tespit edildiği halde 3402 sayılı Yasa"nın 19/2. fıkrası gereğince muhdesat şerhi yazılması hususunun düşünülmemiş olması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine,
21.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.