Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8207
Karar No: 2019/1555
Karar Tarihi: 07.02.2019

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/8207 Esas 2019/1555 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/8207 E.  ,  2019/1555 K.

    "İçtihat Metni"

    Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/05/2016 tarihli ve 2016/2258 soruşturma, 2016/2529 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2016 tarihli ve 2016/1145 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 20/11/2018 gün ve 94660652-105-78-11617-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/11/2018 gün ve 2018/95456 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda, müştekilerin 18/03/2016 tarihinde gerçekleşen olay sebebiyle Karabük Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikâyet dilekçesinde ve alınan beyanlarında, şüpheliler ile aralarında husumet bulunduğunu, 17/03/2016 tarihinde gerçekleşen olayın kendilerine yönelik iftira niteliğinde olduğunu belirtmeleri üzerine yapılan soruşturma neticesinde, aynı konuya ilişkin 17/03/2016 tarihli ve 2016/1847 soruşturma numaralı dosyada şüpheliler hakkında kamu davası açıldığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ise de, 17/03/2016 tarihinde gerçekleşen olay ile 18/03/2016 tarihli ve 2016/2258 sayılı soruşturma dosyasına konu olayın müşteki ve şüphelilerinin farklı kişiler olduğu, olayların birbirinden tamamen farklı olduğu gözetilmeksizin, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/05/2016 tarihli ve 2016/2258 soruşturma, 2016/2529 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2016 tarihli ve 2016/1145 Değişik İş sayılı kararının, müştekilerin 18/03/2016 tarihinde gerçekleşen olay sebebiyle Karabük Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikâyet dilekçesinde ve alınan beyanlarında, şüpheliler ile aralarında husumet bulunduğunu, 17/03/2016 tarihinde gerçekleşen olayın kendilerine yönelik iftira niteliğinde olduğunu belirtmeleri üzerine yapılan soruşturma neticesinde, aynı konuya ilişkin 17/03/2016 tarihli ve 2016/1847 soruşturma numaralı dosyada şüpheliler hakkında kamu davası açıldığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ise de, 17/03/2016 tarihinde gerçekleşen olay ile 18/03/2016 tarihli ve 2016/2258 sayılı soruşturma dosyasına konu olayın müşteki ve şüphelilerinin farklı kişiler olduğu, olayların birbirinden tamamen farklı olduğu gözetilmeksizin, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/05/2016 tarihli ve 2016/2258 soruşturma, 2016/2529 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2016 tarihli ve 2016/1145 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    CMK"nın 173. maddesi " (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
    (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    (3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
    (5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
    (6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
    İncelenen dosyada;
    Şikayetçiler ... ve ... Savcı vekilinin 30/03/2016 havale tarihli dilekçesiyle şüpheliler ... ve ..."ın şikayetçilere karşı 18/03/2016 tarihinde gerçekleştirdikleri eylemler nedeniyle şikayetçi olduğu, bu şikayetin Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/2258 soruşturma sırasına kaydedildiği, ..., ... ve ... arasında 17/03/2016 tarihinde de ayrı bir olayın gerçekleştiği, bu olayın da Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/1847 soruşturma sırasına kaydedildiği, 18/03/2016 tarihindeki kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/05/2016 tarihinde " ...2016/1847 soruşturma sayılı dosyasında aynı konuya ilişkin soruşturma yürütüldüğü ve şüpheliler hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği anlaşılmakla, şüpheliler hakkında mükerre kayıt nedeniyle..." biçimindeki gerekçeyle 2016/2258 soruşturma ve 2016/2529 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, anılan karara şikayetçiler vekili tarafından süresinde itiraz edildiği, mercii Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2016 tarihli ve 2016/1145 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazın reddedildiği, her iki olay arasında bağlantı bulunduğu ancak olayların birbirinden farklı olduğu, 2016/2258 soruşturma sayılı dosyada şüpheli sıfatına sahip olan ..."ın 2016/1847 soruşturma sayılı dosyada taraf olarak yer almadığı anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 7. fıkrasında "Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir" hükmü yer almaktadır. Mükerrer davadan bahsedilebilmesi için, açılan her bir davanın taraflarının, suç tarihlerinin ve olayının aynı olması gerekmektedir. Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/2258 soruşturma sayılı dosyasına konu suç tarihinin 18/03/2016 olmasına karşın 2016/1847 soruşturma sayılı dosyasının suç tarihi 17/03/2016"dır. Yine incelemeye konu 2016/2258 soruşturma sayılı dosyada şüpheli sıfatına sahip olan ..."ın 2016/1847 soruşturma sayılı dosyada taraf olarak yer almadığı görülmüştür. Bu açıklamalar ışığında; her iki olay arasında bağlantı bulunduğu ancak olayların birbirinden farklı olduğu ve bu nedenle de mükerrerlik durumunun mevcut olmadığı anlaşıldığından, kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/05/2016 tarihli ve 2016/2258 soruşturma, 2016/2529 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2016 tarihli ve 2016/1145 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2016 tarihli ve 2016/1145 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi