4. Ceza Dairesi 2018/8212 E. , 2019/1553 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı kararının infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi talebi üzerine ilamın infazının durdurulmasına ve uzlaşma işlemleri yapılmak üzere dosyanın uzlaşma bürosuna tevdiine ilişkin İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/03/2017 gün ve 94660652-105-38-442-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/11/2018 gün ve 2018/96002 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, İncesu Cumhuriyet Başsavcılınca 09/12/2015 tarihli iddianame ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan da kamu davası açıldığı hâlde, mahkemece bu suç ile ilgili olarak herhangi bir karar verilmemiş bulunulmasında isabet görülmemiş ise de, bu hususta zamanaşımı süresi içerisinde mahkemesince her zaman bir karar verilebileceği düşünülerek yapılan incelemede:
Dosya kapsamına göre, sanık ...’ın müştekiye “seni seviyorum, benim olacaksın” şeklindeki sözleri nedeniyle İncesu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5237 sayılı Kanun’un 105/1 maddesi gereğince kamu davası açıldığı, Mahkemesince bu konuda bir karar verilmediği, sanığın aynı müştekiye karşı diğer eylemleri olan tehdit, hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından dolayı cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla,
5271 sayılı Kanun’un 231/3. maddesinde yer alan, “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında sanığın tehdit suçunu cinsel taciz suçu ile birlikte işlediği cihetle uzlaşma kapsamında olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı kararının infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi talebi üzerine ilamın infazının durdurulmasına ve uzlaşma işlemleri yapılmak üzere dosyanın uzlaşma bürosuna tevdiine ilişkin İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararının, sanık ...’ın müştekiye “seni seviyorum, benim olacaksın” şeklindeki sözleri nedeniyle İncesu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5237 sayılı Kanun’un 105/1 maddesi gereğince kamu davası açıldığı, Mahkemesince bu konuda bir karar verilmediği, sanığın aynı müştekiye karşı diğer eylemleri olan tehdit, hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından dolayı cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 231/3. maddesinde yer alan, “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında sanığın tehdit suçunu cinsel taciz suçu ile birlikte işlediği cihetle uzlaşma kapsamında olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanığın TCK"nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit eyleminde, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yapılıp yapılamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında TCK"nın 105/1, 123/1, 43, 125/1-4, 106/1-1.cümle maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1. cümle, 123/1 ve 125/1. maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay, 3 ay ve 3 ay hapis cezalarıyla cezalandırılmasına karar verildiği, cinsel taciz suçundan hüküm kurulmadığı, hükümlerin kesinleşmesini müteakip infazı sırasında Cumhuriyet savcılığı tarafından 08/12/2016 tarihinde 6763 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesi nedeniyle tehdit suçu yönünden karar talep edildiği, İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararıyla ilamın infazının durdurulmasına ve uzlaşma işlemleri yapılmak üzere dosyanın uzlaşma bürosuna tevdiine karar verildiği, İncesu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 04/01/2017 tarihinde tehdit suçunun cinsel taciz suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaştırma işlemlerinin uygulanamayacağından bahisle bu ek karara yönelik olarak kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin talep edildiği, Dairemizin 17/05/2017 tarihli ve 2017/17541 esas, 2017/14903 sayılı kararıyla ilgili kararın Cumhuriyet savcısı, katılan ve hükümlüye tebliği ile itiraz edilmesi halinde merci tarafından değerlendirildikten sonra sonucuna göre, gerek duyulması halinde kanun yararına bozma istemi yönünden değerlendirilmesi için, dosyanın mahalline gönderilmesine karar verildiği, dosya içerisinde mevcut İncesu Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/12/2017 tarihli ve 2015/540 esas sayılı müzekkeresinden de anlaşılacağı üzere İncesu Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin itiraz olarak değerlendirildiği ve İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 08/08/2017 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararıyla 09/12/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararın kaldırılmasına, tehdit suçundan verilen cezanın infazının aynen devamına karar verildiği, UYAP üzerinden dosyada yapılan kontrolde tehdit suçundan hükmolunan cezanın 12/10/2018 tarihinde yerine getirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Yukarıda açıklandığı üzere, kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi, İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 08/08/2017 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararıyla kanun yararına bozmaya konu edilen 09/12/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararın kaldırılmasına ve tehdit suçundan verilen cezanın infazının devamına karar verilmesi karşısında, kanun yararına bozmanın ön koşulu olan istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, İncesu Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2015/540 esas, 2016/312 sayılı ek kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.