Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/20460
Karar No: 2017/9221
Karar Tarihi: 21.12.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/20460 Esas 2017/9221 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/20460 E.  ,  2017/9221 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmesi, dava konusu taşınmazın kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, hangi tarihte tamamlandığı ve tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları ve babadan kalan taşınmazın mirasçılar arasında taksim edilip edilmediğinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK"nın 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taksimin varlığı halinde diğer kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması, taksimin davacı tarafından ispatlanmaması halinde; miras bırakan Yusuf Boşal"ın ölüm tarihine göre mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olduklarından ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ettiklerinden murisin terekesi üzerinde mirasçıların TMK"nın 701 ve 702. maddelerine göre, belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı, taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olup tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı birlikte dava açmaları zorunlu olduğu, davacı, dava konusu tescil harici taşınmazın sadece kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istediği, bu haliyle davacının tek başına davalı ... karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmadığı, dava dışı kalan mirasçıların, böyle bir davada 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK"na göre, sonradan muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, ayrıca imar planı kapsamında kalan taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için 3402 sayılı Yasa"nın 17. maddesinin son fıkrası uyarınca, taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar, davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmesi gerektiğinden taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Acırlı Belediye Başkanlığından imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planı kapsamında ise, imar planının niteliği ve kesinleşme tarihinin sorulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın dava şartı yokluğundan reddine, karar verilmiştir. Davacı ... vekilinin 22.06.2015 tarihli temyiz istemi mahkemece yasal süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle 23.06.2015 tarihli ek karar ile reddedilmiş; ek karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davacı ... vekilinin temyiz talebinin reddine dair ek karar davacı vekiline 07.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince 15.07.2015 tarihinde temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK ile yürürlükten kalkan ancak temyize ilişkin hükümleri karar tarihinde halen yürürlükte olan HUMK"nın 432. maddesinde “Temyiz, kanuni süre geçtikten sonra yapılır veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir ve Yargıtaya gönderme için yatırılan parayı kullanarak ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. Bu ret kararı tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebilir, temyiz edildiği ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya kararı veren mahkemece Yargıtay"a yollanır.” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemenin ek kararında temyiz süresi 8 gün olarak gösterilmiş ise de, yukarıda açıklanan maddeye göre süre kanunen belirlenmiş olup 7 gündür. Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 tarih ve 2012/9-1170 Esas, 2012/1172 Karar sayılı ilamında yasada öngörülen süreler ve bu sürelere uymamanın neticeleri açıkça belirtilmiştir. Anılan kararda 1086 sayılı HUMK ile 6100 sayılı HMK"nda öngörülen sürelerin nitelikleri bakımından, taraflar için ve mahkemeler için konulmuş süreler olmak üzere ikiye ayrıldığı, sürelerin önemli bir kısmının, taraflar için konulmuş süreler olup tarafların, bu süreler içinde belli işlemlerin yapabileceği veya yapmaları gerektiği, bu süre içinde yapılamayan işlemlerin tekrar yapılamayacağı ve süreyi kaçıran taraf aleyhine sonuç doğuracağı, taraflar için konulmuş sürelerin; kanunda belirtilen süreler ve hakim tarafından belirtilen süreler olmak üzere ikiye ayrıldığı, kanunda belirtilen sürelerin; kanun tarafından öngörülmüş (cevap süresi, temyiz süresi gibi) süreler olup, bu sürelerin kesin olduğu belirtilmiştir. HGK’nın kararında da değinildiği üzere yasada mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken, bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle HUMK"nın 159. ve halen yürürlükte olan HMK"nın 90. maddesinde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltılıp çoğaltılamaz. Bu açıklamalar ışığında hakimin kanunda belirlenen süreyi çoğaltmasına ilişkin tasarrufu sonuç ifade etmeyecek olup, davacı vekilinin temyiz isteminin açıklanan nedenlerle süre yönünden REDDİNE, 21.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi