3. Hukuk Dairesi 2021/5272 E. , 2021/9192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu oturma grubu, televizyon, TV ünitesi ve 2 adet halıyı toplam 7.000 TL bedelle 08/07/2014 tarihinde davalı şirketten satın aldığını, satış bedelinin 2.000 TL’sini peşin olarak ödediğini, kalan bedelin ise taksitlendirildiğini; tarafına teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, koltuk kumaşında delikler, televizyonda çizikler ve TV ünitesinin çekmecelerinde montaj hatasının bulunduğunu, davalıya ayıp ihbarında bulunarak ürünlerin iade alınıp ödemiş olduğu bedelin tarafına iadesini istediğini, ancak talebinin karşılanmadığını ileri sürerek; ürünlerin davalıya iadesi ile sözleşmenin iptalini, ödemiş olduğu 2.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacıya satılan mobilyalardan TV ünitesinin teşhir ürünü olduğunu ve davacı tarafından bu husus bilinerek uygun fiyatla satın alındığını, diğer ürünlerin ise servis garantisi altında olduğunu, herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, tüm ürünlerin 18/07/2014 tarihinde eksiksiz bir şekilde bizzat davacıya teslim edildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 06/04/2015 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacıya satılan ürünlerin gizli ayıplı olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca, tüketicinin, seçimlik haklarından biri olarak, “ satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanabileceği, davacı tarafından davalıya toplam 6.200 TL tutarında ödeme yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile taksitli satış sözleşmenin feshine, sözleşmeye konu mobilyaların teslim alınarak 6.200 TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 03/12/2018 tarihli ve 2016/9718 E. - 2018/11577 K. sayılı kararıyla;
“Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde ayıplı olarak iddia ettiği, koltuk takımı ve TV ünitesinin yanısıra, iki adet halı ve TV ye yönelik olarak bilirkişi tarafından herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu hali ile bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte değildir. Mahkeme de bu hususları irdelemeksizin eksik inceleme ve değerlendirme ile karar vermiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece tarafların itirazlarını karşılar mahiyette, TV ve iki adet halı yönünden de, konusunda uzman bilirkişiden; taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık rapor aldırılarak, davacının seçimlik hakkının yerinde olup olmadığı sonucuna uygun ve gerektiğinde tarafların diğer delilleri değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; 28/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak, satılan ürünlerin tamamının ayıplı olduğu, sözleşme tarihi dikkate alındığında ürünlerin ayıpsız misli ile değişimlerinin mümkün olamayacağı, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile sözleşmenin feshine, sözleşme konusu 1 adet oturma grubu, 1 adet TV ünitesi, 1 adet televizyon ve 2 adet halının davacı tarafından davalıya iadesine, 6.200 TL’nin davalıdan tahsiline, 800 TL’den davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacı tüketici tarafından davalı satıcıdan 08/07/2014 tarihinde toplam 7.000 TL bedelle 1 adet oturma grubu, 1 adet televizyon, 1 adet TV ünitesi ve 2 adet halı satın alındığı ve peşinat olarak 2.000 TL ödeme yapıldığı, satın alınan ürünlerin 18/07/2014 tarihinde davacıya teslim edildiği, ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle davacı tarafından davalıya 05/08/2014 tarihinde ayıp ihbarında bulunularak sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı, talebinin yerine getirilmediği, eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda; davaya konu ürünlerden koltuk takımı ve TV ünitesinin ayıplı olduğu, diğer ürünlerde ise herhangi bir ayıbın gözlenmediği belirtilmişse de; dosyaya sunulan fotoğraflardan satın alınan tüm mobilya ve eşyaların birbiriyle uyum içinde olduğu, bu husus gözetilerek satın alındığı anlaşılmaktadır.
O halde; davaya konu satın alınan mobilya ve eşyaların birbiriyle uyumlu olup bir bütünlük arz ettiği, bu nedenle ayıplı olmayan ürünlerin de ayıplı ürünlerle birlikte iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile satın alınan tüm mobilya ve eşyaların ayıplı olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması HUMK"nın 438 inci maddesinin son fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün gerekçesinin açıklandığı şekliyle değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, 358,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.