8. Hukuk Dairesi 2013/2648 E. , 2014/219 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2012
NUMARASI : 2011/183-2012/142
M.. K.. ile Ö.. K.. aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.06.2012 gün ve 183/142 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı 15.6.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının oğlu ile resmi nikahlı evli olduklarını, davalı ile dava dışı oğlu arasında o yer Aile Mahkemesinde açılmış olan boşanma davasının derdest bulunduğunu, davalı gelini ile oğlu arasındaki evliliğin fiilen sona erdiğini, davalı gelininin kendisine hakaret ettiğini, bu konuda jandarmaya şikayette bulunduğunu, davaya konu konutun kendisine ait olduğunu, bu binada davalı gelininin ikamet etmesine muvafakat etmediğini açıklayarak davalının söz konusu binadan fuzuli şagillik nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, söz konusu binanın yapımına dava dışı nikahlı eşi ile birlikte çalışarak katkıda bulunduğunu, boşanma davasının reddedildiğini, binanın inşa edildiği taşınmazın başka bir kişiye ait olduğunu, arazi sahibi ile kendi arasında kira sözleşmesi bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu binanın bulunduğu arazinin üçüncü kişi adına tapuda kayıtlı olduğu, arazi kayıt maliki ile davalı arasında kira kontratının bulunduğunu, davacıya söz konusu binanın aidiyetinin tespiti amacıyla dava açması için kesin süre verildiği, bu süreye uyulmadığı ve davacı ile arsa sahibi arasındaki taahhütnamenin tarihsiz olması nedeniyle itibar edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde dilekçesinde yazılı nedenlerle davacı tarafından bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; davacının kendisine ait olduğu iddiasıyla açmış olduğu meni müdahale davasına konu binanın tapuda dava dışı R. A. isimli kişiye ait 246 ada 1 nolu parsel üzerinde bulunduğu ve bu parselin Hazine"nin satışından 21.5.2004 tarihinde R. A. adına “taşlık ve hayıtlık tarla” niteliğiyle tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya ibraz edilen ve haricen düzenlendiği anlaşılan kira sözleşmesi 11.6.2011 başlangıç tarihlidir. Süresi bir yıllıktır. Kiraya veren R. A., kiracısı Ö.. K.. yazılıdır. Davacının sunduğu taahhütname aslı dosyadadır. K. İlçesi, U. Mahallesi, Ç. mevkiindeki ekte tapu senedi ve kimlik fotokopisi yazılı olan ve tapuda R. A. adına kayıtlı 7151,56 m2 yüzölçümlü taşınmazın 2578 m2 lik kısmı üzerinde bulunan “hızar atölyesi, konut, yazıhane olarak kullanılan iki katlı binanın” M.. K.."a ait olduğu, parselasyon yapıldığında tapusunun bu kişiye devredileceği yazılıdır. Taahhüt veren R. A. tanıklar A. K. ve Nevzat Kurtlu yazılıdır, taahhütname ekindeki tapu senedi yukarıda belirtilen taşınmazla ilgilidir. Kimlik fotokopisi R. A."a ait olup, imzaların kendisine ait olduğu isim ve imza atılarak yazılmıştır. Mahkemenin 20.3.2012 günlü 4 nolu oturumundaki bir nolu ara kararında “..davacı vekiline konutun mülkiyeti konusunda dava açması ve sonucu hakkında mahkemeye bilgi ve belge sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine, kesin sürenin hukuki sonuçlarının ihtarına, ihtarat yapıldı..” yazılıdır. Davacı, süresinde delil listesini bildirmiştir. Mahallinde haritacı ve inşaatçı bilirkişilerin katılımıyla keşif yapılmıştır. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, kendisine ait olduğu iddiasıyla davacı kayınpeder tarafından davalı gelini aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasında yukarıda belirtilen nitelikte araştırma ve inceleme yapılıp yapılmayacağında toplanmaktadır.
Somut olayda, binanın inşa edildiği arazinin tapuda üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu tartışmasızdır. Esasen, davanın niteliği gereği yanlar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu tür bir davada binanın aidiyetinin tespiti için davada taraf olan kişiye süre verilmesi mümkün değildir. Çünkü, böyle bir dava Yargıtay uygulamalarına göre ortaklığın giderilmesinde ve kamulaştırma ile ilgili davalarda bedel ödemedeki ihtilafın giderilmesi için açılan dava türüdür. Yine, binanın maliyetinin tespiti veya taşınmaz üzerindeki yerinin krokiyle belirlenmesine iş bu davada gerek yoktur.
Yargıtay uygulamalarına göre ve kural olarak; böyle bir davada bina sahibi olan kişi dava açmakla muvafakatını geri almış sayılır. Bu nedenle, ayrıca, bir ihtarname çekmeye gerek kalmaksızın davaya bakılması, varsa tarafların bu konudaki yazılı taktiri tüm delillerinin toplanması gerekir. Kaldı ki, davacının dilekçesinde iddia ettiği üzere davalı gelininin kendisine hakaret etmesi nedeniyle yaptığı şikayet ile ilgili evrakın incelenmesi icap eder. Bu eylem dahi başlı başına muvafakatın geri alındığının kanıtıdır. Kira sözleşmeleri her zaman aksi ispat edilebilecek delil niteliğindedir. Ancak o sözleşmenin taraflarını bağlar.
Hal böyle olunca, tarafların dilekçelerinde ve delil listesinde belirttikleri tüm delillerinin toplanması, tanıklarının dinlenmesi, hazırlık tahkikatı var ise onunla ilgili evrak ve eklerinin onaylı fotokopilerinin getirtilmesi ve yukarıda belirtilen ilkeler göz önünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya ve açılan dava türüne uygun olmayacak ara kararı ve gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Başkan