12. Ceza Dairesi 2016/9578 E. , 2018/6166 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/4, 50/4, 50/1-a, 52/son, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
23.12.2010 tarihinde saat 14.00 sıralarında göğsünde yanma, ağrı, sol omuzda ve sol kolunda uyuşma şikayetleri ile özel hastaneye başvuran mağdura, acilde görevli sanık tarafından yapılan muayenesinde, serbest muayene bulguları doğal, batın serbest, EKG de aritmi tespit edildiği, Reflü Özafajit tanısı koyulduğu, Ulkuran ve Buscopan ampül yapılarak talcid süspansiyon,rabelis 20 mg tablet, spazmamen tablet reçete edilerek taburcu edildiği, muayenesinden yaklaşık 3 saat sonra evinde hayatını kaybettiği olayda;
Kesin ölüm nedeninin tespiti için otopsiyi yapan uzman doktor F.Yeşiloğlu"nun 29.07.2011 tarihli mütealasında; kişinin ölümünün kendinde mevcut kalp damar hastalığı zemininde miyokart infaktüsü sonucu meydana gelmiş olduğu, ölenin hastanede doktor ... imzalı ve kaşeli raporda göğüste yanma ağırı, sol omuzda ve kolda uyuşma şikayetlerinin olduğu, EKG "sinde aritmi tespit edildiği, Reflü tanısı konularak Ulkuvan ve Buskapon ampul yapılarak reçete düzenlenip eve gönderildiği, ölenin ilk başvurduğu zamanki şikayetleri ve EKG "sindeki bulgular dikkate alındığında muayene eden ve tedavisini yapan hekimin kalp hastalığından şüphelenerek kardiyoloji uzmanından görüş alması veya kişinin gereken kan tahlillerini yaparak gözlem altına alması gerektiği, ancak hekimin bunları yapmaya gerek görmeyerek kişide mide hastalığı düşünüp ona yönelik iğne tedavisi yaparak eve gönderdiği ve kişinin devam eden kalp hastalığı nedeniyle öldüğü, bu nedenle kişiyi tedavi eden hekimin gerekli dikkat ve özeni göstermediği kanaatinde olduğunun belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulu 17.10.2012 tarihli raporunda;
"1-Dosyada mevcut tıbbi belgelere göre 23.12.2010 tarihinde boğaz ağrısı, ateş, sol kolda uyuşma, göğüste yanma şikayetiyle hastaneye başvurduğu medikal tedavi ve tetkikler sonrası reçete düzenlenerek eve gönderildiği evde aynı tarihte öldüğü otopsisinde aort kökünde yaygın aterom plakları olduğu kalbin hafif hipertrofik görünümlü olduğu koroner arterleri ileri derecede daraltıcı aterom plakları, sol ventrikül kesitlerinde sedefi renk ve hafif şarabi renk değişimi tespit edildiği histopatolojik incelemede myokartta myosit gruplarında sitoplazmik eosinofili, homojenizasyon bazılarında nüve kaybı, interstiyumda orta yoğunlukta mikst iltihabi hücre infiltrasyonu, ödemi ağır hiperemi( Erken MI?) tespit edildiği de dikkate alındığı; kişinin ölümünün myokard enfarktüsü sonucu meydana gelmiş olduğu,
2-23.12.2010 tarihinde boğaz ağrısı, sol kolda uyuşma, ateş, göğüste yanma, ağrı şikayetleriyle Özel Doğu Akdeniz Hastanesine başvurduğu sistem muayenelerinin doğal olduğu çekilen EKG de aritmi tespit edildiği, kişiye gastroözofagial reflü tanısı ile reçete düzenlenip eve gönderildiği evde öldüğü bu EKG’nin kurulumuzda yapılan incelenmesinde sinüs ritmi, kalp hızının 60 civarı da D2-D3-avf de şüpheli q dalga formasyonu T dalga negatifleşmiş, yaklaşık 1 cm ST elevasyonu görüldüğü bu EKG bulguları hastanın klinik şikayetleriyle birlikte değerlendirildiğinde klinik takibinin yapılması, ilgili uzmandan künsültasyon istenmesi gerektiği, bunların yapılmamış olmasının eksiklik olduğu, Dr. ...’ın kusurlu olduğu" nun belirtilmişse de,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulunun 21.08.2014 tarihli raporunda, "...kişinin ölümün akut myokard enfarktüsü sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edildiği cihetle; kişinin hastaneye müracaatı esnasında tanımladığı ve tıbbi belgelerinde kayıtlı olan klinik bulgular ile EKG de tespit edilen bulgular itibariyle Dr...."ın kişiye dahiliye konsültasyonu istenmemiş olması ve rutin kardiyak markerlarına baktırmamış olması, nedeni ile kusurlu olduğu ancak kişinin ölümüne neden olan akut myokard enfarktüsünün zamanında tanı konularak uygun takip ve tedavisinin yapılması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığı"nın belirtilmesi karşısında, kişiye dahiliye konsültasyonu istenmemiş olması ve rutin kardiyak markerlarına baktırmamış olması nedeni ile kusurlu olduğu belirtilen sanığın eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağının bulunmadığı, özel hastanede doktor olan sanığın kamu görevlisi olmaması nedeniyle hukuki durumunun TCK"nın 257/2. maddesi kapsamında da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de:
Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısı belirtilmeyerek TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.