19. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16446 Karar No: 2014/1524 Karar Tarihi: 20.01.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/16446 Esas 2014/1524 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2013/16446 E. , 2014/1524 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı; 2005 yılında avukat olan davalı tarafından vekalet ücreti istemi ile aleyhine takip başlatıldığını ve evine hacze gelindiğini, aynı gün hacizden hemen sonra davalının ofisine gittiğinde önüne birtakım evraklar koyarak imzalamasını istediğini, akşam eve haciz geleceği korkusuyla evrakları imzaladığını, olayın üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra 25/02/2010 tarihinde davalının 01/05/2007 vade tarihli 85.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak aleyhine icra takibine giriştiğini, senedi incelediğinde yazının ve imzanın kendisine ait olmadığının görüleceğini, ancak davalı avukatın bürosunda iken kendisine imzalatılan bir takım belgelerin ekinde yer alan bonoyu da kendisine imzalatma ihtimalinin olduğunu belirterek davalıya takip konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının kendi imzasını taşıyan 02/05/2005 tanzim, 01/05/2007 ödeme tarihli 85.000,00 TL bedelli bono ve bu senede ek 02/05/2005 tarihli sözleşmeden doğan alacağın tahsili amacıyla takip yapıldığını, davacının C. ... yapılan soruşturmada senetteki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının imzada sahtecilik, hata ve hile hukuksal nedenlerine dayalı olarak takip konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istediği, yapılan imza incelemesinde takip dayanağı senet üzerinde bulunan imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, hata ve hile gibi iradeyi sakatlayan durumlarda hatanın ve hilenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açılması gerektiği, davacının iddia ettiği hata ve hile durumunu en geç C. ... verdiği 26/02/2010 tarihli dilekçe ile öğrendiği kabul edilse bile davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra 09/09/2011 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine ve ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararına karşılık alacağın % 40"ı oranında davalı yararına tazminata hükmolunmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.