11. Hukuk Dairesi 2020/4384 E. , 2021/5966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.10.2018 tarih ve 2016/214 E. - 2018/544 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne-kısmen reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 23.10.2019 tarih ve 2019/264 E. - 2019/2020 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2013 yılında o tarihteki şirket yetkilisi ..."ın yönetiminde iken borca batarak, iflas aşamasına geldiğini ve bu nedenle iflas erteleme davası açıldığını, dava açılmasını müteakip dosyasına iflas erteleme kararı verilmesini gerektirir borçlar ve alacakları gösterir listenin de mahkemesine sunulduğunu, iflas erteleme davası devam ederken dava dışı ... Tur. Tic. Ltd. Şti"nin ... A.Ş hisselerini satın aldığını, iflas erteleme dava dosyasına 120 adet borç listesi sunulduğunu ve o dönemde şirketi idare ile görevlendirilen kayyumların onayına da sunulduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre mahkemeye sunulan 120 adet borçtan başkaca herhangi bir borcun bulunmadığı, devam eden davalarının olmadığını, şayet şirket hisselerinin devrinden sonraki tarihte şirketin borçlu olduğunu gösterir herhangi bir çek senet ortaya çıkar ya da icra takibine maruz kalınırsa söz konusu belgelerin ... tarafından şirket hisselerin devrinden sonra imzalandığının, eyleminin suç oluşturacağının, doğacak borçlardan da ..."ın şahsen sorumlu olacağının taraflarca kabul ve beyan edildiğini, ... A.Ş ile davalı ... arasında borç alıp vermeyi gerektirecek herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, yetkisi bulunmadığı için şirket kaşesi elinde bulunmayan ..."ın kaşesiz evrak tanzim ettiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, Kemer İcra Müdürlüğü"nün 2016/190 esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davalının %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kıymetli evrakın hamilinin, uyuşmazlık halinde davasını yalnızca kıymetli evraka dayandıracağı, alttaki temel ilişkiyi ispatlamaya çalışmayacağı, davacının, davalı ile aralarında ticari ilişkilerinin bulunmaması nedeniyle bonolardan dolayı davalıya borçlu olamayacağı iddiasının yerinde olmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 776/1-g maddesine göre, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için senedi düzenleyenin imzasını ihtiva etmesi zorunlu olduğu, senet üzerinde birden fazla imzanın ya da şirket kaşesinin bulunması koşul olarak öngörülmediği, Kemer İcra Dairesi’nin 2016/190 Esas sayılı takip dosyasına konu olan bononun TTK’da aranan şekil şartlarını taşıdığı, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 17/07/2017 tarihli yazısında belirtildiği üzere, ... Turizm Kuyumculuk İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 18/05/2010 tarihinde sicile kaydedildiği, ilk 3 yıl için takibe konu bonoyu imza eden, Yönetim Kurulu Başkanı ...’ın şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 06/03/2013 tarihinde tescil edilen 2010-2011-2012 yıllarına ait olağan genel kurul tutanağına göre de 3 yıllığına Yönetim Kurulu Başkanı ...’ın şirketi unvanı veya kaşesi altında münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı, bononun ön yüzünde şirket unvanı yanında atılı bulunan imzanın ...’a ait olmadığı hususunun iddia edilmediği, bononun tanzim edildiği tarih ve sonraki tarihlerde şirketi temsile yetkili kişinin ... olduğu, şirket unvanı yanında bulunan imza nedeniyle borçtan şirketin sorumlu olacağı, nakten düzenlenen senede karşı iddianın ispatı yine senet ile olacağı gerekçeleriyle, davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmişse de İlk Derece Mahkemesince takibin durdurulmasıyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda herhangi bir tedbir verilmediği, İİK"nın 72/4. maddesi uyarınca tazminata hükmedebilmek için takibin durması ve alacaklının bu nedenle zarara uğramasının şart olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın ve tarafların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.