11. Hukuk Dairesi 2015/10727 E. , 2016/5563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/05/2015 tarih ve 2014/715-2015/415 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların ortak olduğu ..."nin müdürlüğünü yapan davalının şirket mallarını hurda fiyatının dahi altında zararına sattığını, müvekkilini rencide edici hareketlerde bulunduğunu, müvekkilinin şirketten daha fazla alacağı olduğu halde defterlere geçirilmediğini, defterlerdeki açıktan alınan faturalar, açıktan yapılan gider gibi kalemlerin bulunduğunu, bu şekilde vergi de kaçırıldığını, davalının şirketin resmi kayıtlarında görülmeyen bir kısım kayıtları kendi el yazısıyla tuttuğunu, işyerinde vuku bulan bir iş kazasında yaralanan işçinin sigortasız çalıştırıldığının anlaşıldığını, şirket aleyhine tazminat, davalı hakkında kamu davası açıldığını, ayrıca bu sigortasız işçi çalıştırmaya dayalı SGK tarafından idari para cezası tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından şirket hesaplarından kendi arkadaşlarına borç para verildiğini, bir kısmının tahsil edilemediğini, şirkete ait olmayan telefon ve araç yakıt giderlerinin şirketten ödendiğini, davalının ortaklar kurulu ile kararlaştırılan maaştan fazla maaş aldığını, işçi sayısı arttırıldığı halde kârın düştüğünü, bilgi alma hakkının kullandırılmadığını ileri sürerek davalının şirket müdürlüğünden nez"ini, zararlandırıcı işlemleri nedeniyle şimdilik 1.000 TL"nin avans faizi ile davalıdan tahsilini, davalı ortağın şirketten çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, defterlerde görünenden başka davacının şirkete bir ödeme yapmadığını, hurda olarak alınan emtianın satışından kâr elde edildiğini, kayıtların davacıdan saklanmadığını, müvekkilinin yönetimi ile büyüyen şirketin malvarlığının arttığını, açıktan fatura alınmadığını ve ödeme yapılmadığını, sigortasız işçi çalıştırılmadığını, dava dilekçesinde sözü geçen olayda muhasebeci tarafından işçinin bildirilmesinin sehven atlandığını, 2008 yılında müvekkilinin ücretinin 3.500 TL olarak belirlendiğini, aradan geçen süreye bağlı olarak halen 5.000 TL maaş alındığını, kârlılığın azalmayıp arttığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının makineleri şirketin piyasadaki rekabet gücünü arttırmak amacıyla yenilemek ve eski makinelerinin üretim maliyetlerine olumsuz katkılarını gidermek için sattığı, davadışı şirketin gerçekleşen özvarlığı, faaliyet hacmi ve kârlılık tutarları ile kıyaslandığında davalının yapmış olduğu sabit kıymet satışlarından dolayı davadışı şirketin zararı sembolik kalmakla, davadışı şirket ve davacı yönünden zararlandıran birer iş ve eylem olarak değerlendirilemeyeceği, davadışı şirketin gerçekleşen özvarlığı ve faaliyet hacmi ile birlikte değerlendirildiğinde davalının yaptığı yöneticilik görevine karşılık davalıya net 3.617 TL ücret ödenmesinin yasa, sözleşme ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı bulunmadığı, davadışı şirkette gayri resmi işlem bulunduğu yolunda oluşan önceki bilirkişi raporundaki kanaatin tahmine dayalı olduğu gibi 01.01.2009-31.12.2009 dönemi ile ilgili olarak düzenlenen Vergi Denetim Raporu ile çürütüldüğü, davadışı şirkette 01.01.2009-31.12.2009 döneminde gayri resmi işlem bulunmadığının Vergi Dairesince rapora bağlandığı, kayıt dışı iş ve işlem tespit edilemediğinden şirketin ve şirket ortaklarının zararına sebebiyet verildiğinin söylenemeyeceği, davalının azli ve ortaklıktan çıkarılmasını gerektiren haklı nedenin varlığının ispat edilemediği, ortağı olduğu şirket veya ortakların zarara uğradığının da kabulünün mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, davalının şirket müdürlüğünden azli istemine ilişkindir. Davacı azil sebepleri arasında davalının herhangi bir ortaklar kurulu kararı olmaksızın müdürlük ücretini arttırdığı iddiasına da yer vermiştir. Kural olarak müdür ücreti ortaklar kurulunca usulünce alınmış bir kararla arttırılabilir. Dosya içeriğinden davalının bu yönde alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunmaksızın 3.500 TL olan brüt müdürlük ücretini 5.000 TL brüt ücret olarak arttırdığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olduğu halde mahkemece, şirketin faaliyet hacmi ve özvarlığı nazara alınarak ortaklar kurulu kararı olmaksızın şirket müdürünün maaşını arttırmasının yasa, sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık taşımadığı gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ayrıca davacı, davalının sigortasız işçi çalıştırdığını, bu nedenle şirkete idari yaptırım uygulandığını ve şirket aleyhine dava açıldığını ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, ilgili dosyaların celbedilerek ileri sürülen bu hususun şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, bu eylemin yöneticilikten azil bakımından haklı sebep sayılıp sayılmayacağının değerlendirilmesi gerekirken bu iddia yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiş, bozmayı gerketirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.