Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/7109
Karar No: 2016/2133
Karar Tarihi: 06.04.2016

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7109 Esas 2016/2133 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2015/7109 E.  ,  2016/2133 K.

  •  


"İçtihat Metni"


TALEP:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda .... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.01.2015 tarihli ve 2014/5342 soruşturma, 2015/113 esas, 2015/15 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesine uygun bulunmadığından bahisle aynı Kanunun 174/1-a. maddesi gereğince iadesine dair .... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.02.2015 tarihli ve 2015/15 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin .... Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2015 tarihli ve 2015/117 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
.... Ağır Ceza Mahkemesince, sanık ..."in savunmasının alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanunun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa: Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu, somut olayda şüphelinin savunması dışındaki tüm delillerin toplandığı ve toplanan delillerin şüpheli hakkında dava açılması için yeterli olduğu, söz konusu eksikliğin yargılama evresinde de tamamlanabileceği gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığının 28.07.2015 tarih ve 94660652-105-12-3318-2015-15476/50256 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.09.2015 gün ve 2015/278619 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.

I ) Olay:
Şüpheli ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda .... Cumhuriyet Başsavcılığının 21.01.2015 gün ve 2014/5342 soruşturma, 2015/113 esas ve 2015/15 numaralı iddianamesi ile .... Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, bu iddianamenin mahkemenin 04.02.2015 gün ve 2015/15 sayılı kararı ile “ herhangi bir kod adı verilmeyen gizli tanık ve ....isimli şahsa yaptırılan teşhis işlemine dayanılarak şüpheli hakkında terör örgütü üyeliği ve terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından dava açıldığı, atılı suçların şüpheli tarafından işlendiğine dair başkaca delil sunulamadığı bu hali ile şüphelinin savunmasının CMK"nın l74/l-b maddesi anlamında suçun sübutuna etki edecek mutlak delil mahiyetinde olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca terör örgütü üyeliği suçunun temadi eden suçlardan olduğu bu açıdan yakalanmayan sanık hakkında dava açılmasının usul ekonomisi açısından yerinde olmadığı pratik bir sonucunun da olmadığı kanaatine varılmakla suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan savunma ve deliller tespit edilmeksizin şüpheli hakkında tanzim edilen iddianamenin CMK"nın 174/1 (b) maddesi uyarınca iadesi gerekmiş.” gerekçesiyle iadesine karar verildiği, bu karara Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın da .... Ağır Ceza Mahkemesinin 19.02.2015 tarihli ve 2015/117 değişik iş sayılı kararı ile reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede hangi hususların gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, bu kapsamda şüphelinin ifadesinin alınmaması nedeniyle iddianamenin iadesine karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkindir.
III ) Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesinde;
"Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.” hükümleri yer almaktadır.
..... Ağır Ceza Mahkemesince CMK’nın 174. maddesi uyarınca verilen iddianamenin iadesi kararının gerekçesi, savunması alınmayan şüpheli hakkında eksik soruşturma yapılmasına ilişkindir. Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen mercii tarafından aynı gerekçelerle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Soruşturma safhasında ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Her sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediğini söyleyebilmesini, hiç veya gereği gibi dinlenilmeden mahkûm edilememesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilmesini ifade eden ilkeye “meram anlatma ilkesi” denmektedir. Çağdaş Ceza Muhakemesi Hukukunda sanık, hiç bir hakkı olmayan bir soruşturma konusu, objesi değil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
Mütemadi suçlardan olan silahlı terör örgütüne üye olma suçunda temadinin yakalanma ile kesileceği, örgüte katılma tarihi ile yakalanma tarihi arasında silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu gerçekleştirmeye elverişli olan ve vehamet arz eden eylemlerin gerçekleşmesi halinde tüm eylemlerin geçitli suça ilişkin kurallar ile fikri içtima hükümleri de nazara alınıp hukuken birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; gizli tanık ve ..... isimli şahsa yaptırılan teşhiste "29.08.2014 tarihinde Komutanlığımız sorumluk alanı olan .... Köyüne gelen 4 kişilik terör örgütü mensubunun, köy halkını toplayarak cebir ve tehdit ile halka bölücü terör örgütü propagandası yapmak, Devlet aleyhine konuşmalarda bulunmak olayı ile ilgili olarak olayı ilgili Karakolumuzda mevcut ..... mensuplarının fotoğraf albümü gösterildiği terör örgütü üyesi olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçu ile ilgili teröristlerin kim ya da kimler olduğunun tespit edilmesi amacı ile yapılan bu çalışma esnasında gizli tanık ve .... olay günü olay yerinde bulunan 4 kişilik terör örgütü mensubunun sadece birinin eşgalini fotoğraf albümünden teşhis etmiştir. Teröristlerden biri ... kod adlı ... isimli terörist olduğunu fotoğrafından teşhis etmiştir. Bu teşhisten teröristlerden birinin ...Kod isimli ... olduğu konusunda tanıkların kendinden emin olduğu." şeklinde tutanaklar tutulduğu, yürütülen soruşturmada Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine 05.11.2014 tarihinde ... Sulh Ceza Mahkemesi tarafından şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yakalama emri çıkarıldığı, Cumhuriyet Başsavcılığınca bu delillere dayanılarak şüphelinin savunması alınmadan kamu davası açıldığı görülmektedir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiştir. Ancak bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Şüphesiz kendisine ulaşılamayan şüpheli hakkında, toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet savcısı savunma almadan dava açabilecektir ancak incelenen dosya kapsamında şüpheli hakkındaki iddianamenin konusu oluşturan silahlı terör örgütüne üye olma suçunun mütemadi suç olduğu ve temadinin yakalanma ile kesileceği, örgüte katılma tarihi ile yakalanma tarihi arasında silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu gerçekleştirmeye elverişli olan ve vehamet arz eden eylemlerin gerçekleşmesi halinde tüm eylemlerin geçitli suça ilişkin kurallar ile fikri içtima hükümleri de nazara alınıp hukuken birlikte değerlendirilmesinde ve suçun işlendiği yer, zaman diliminin buna göre belirlenmesinde zorunluluk olduğunun iddianame tanzim edilirken de gözetilmesi gerektiği,
CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
Öte yandan Anayasamızın 90/4. maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmenin yorumunu yapan bağlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin adil yargılanma hakkına ilişkin kararları uyarınca da etkili, yeterli ve adil bir soruşturmanın yürütülebilmesi için, şüphelinin suçlamalardan haberdar edilip, savunma hakkının tanınması hususları değerlendirildiğinde kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV ) Sonuç ve karar:
... Ağır Ceza Mahkemesinin 19.02.2015 tarihli ve 2015/117 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi