Esas No: 2022/3586
Karar No: 2022/10643
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/3586 Esas 2022/10643 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, yağma suçundan 10 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası almıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesi sonrasında yapılan uyarlama yargılaması sonucunda sanığın cezası 3 yıl hapis cezasına indirilmiştir. Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma ihbarında bulunmuştur. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, yapılan incelemede infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağına dikkat çekerek, önceki ve sonraki kanunların hükümlerinin karşılaştırılması ile belirleneceğine vurgu yapmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 148/1 ve 150/2. maddeleri gereği sanığın cezasından yanlış bir indirim yapıldığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri: 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 495/1 ve 81/3. maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 148/1 ve 150/2. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi.
"İçtihat Metni"
Yağma suçundan sanık ...'ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 495/1 ve 81/3. maddeleri uyarınca 10 yıl 4 ay 15 gün ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2003 tarihli ve 2002/77 esas, 2003/744 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 08/06/2004 tarihli ve 2004/5614 esas, 2004/7343 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanun uyarınca dosya üzerinden yapılan uyarlama yargılama neticesinde, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 148/1 ve 150/2. maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/06/2005 tarihli ve 2002/77 esas, 2003/744 sayılı ek kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 10.03.2022 gün ve 94660652-105-07-26521-2021-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28.04.2022 gün ve 2022/40801 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 12/09/2006 tarihli ve 2006/359 esas, 2006/7944 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağı nazara alınarak yapılan incelemede,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18/11/2005 tarihli ve 2005/2691 esas, 2005/3395 karar sayılı ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 13/10/2005 tarihli ve 2005/10431 esas, 2005/12718 karar sayılı ilâmlarına nazaran, sonraki kanunun unsurlarının veya özel hâllerinin değişmesi, cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi yada artırım veya indirim sebeplerinin değerlendirilmesi, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi veya ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılmasının zorunlu olduğu hâllerde, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2-Suça konu ikinci el Nokia 3210 marka cep telefonun, suç işlendiği 01/01/2002 tarihi itibarıyla değerinin pek hafif olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 148. maddesi uyarınca tayin olunan temel cezasından, anılan Kanun'un 150/2. maddesi gereğince indirim yapılarak eksik ceza tayininde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Uyarlama yargılaması yapılırken infaz yasası hükümleri nazara alınmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi ve bireyselleştirmenin yapılması için de duruşma açılması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden KABULÜ ile, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/06/2005 tarihli ve 2002/77 esas, 2003/744 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 05/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.