20. Hukuk Dairesi 2017/9855 E. , 2017/10535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli... ili ... ilçesi,... köyü 6070 ada 1 (eski140 ada 1) parsel sayılı 1329,99 m² yüzölçümündeki taşınmaz ..., 140 ada 2 (eski 6070 ada 2) parsel sayılı 1378,62 m² yüzölçümündeki taşınmaz ... adına zeytinlik nitelikleriyle tapuya kayıtlıdır.Davacı Hazine vekili 20.04.2011 havale tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazların Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 28.10.2009 gün 2009/443 - 494 sayılı kararı ile Hazine adına tesciline karar verilmesine rağmen, kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tesbit ve tescil edildiği, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescillerine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman nitelikleriyle Hazine adına tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 17/09/2013 tarih ve 2013/4084 – 8047 E-K sayılı kararıyla özetle; "Dava konusu 140 ada 2 parsel dava tarihi itibariyle dava dışı 3. şahıs konumunda olan ... adına kayıtlıdır, anılan kişi davada taraf değildir, taraf teşkili sağlanmalıdır." denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, dava konusu 6070 ada 1 parsel ve 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı Hazine adına tesciline, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından 6070 ada 1 parsele yönelik temyiz edilmiştir.Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak 10 yıl içinde açılan tapu kaydının iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1969 yılında yapılan arazi kadastrosunda taşınmazlar tespit harici bırakılmıştır. ... ve ... tarafından Hazine, Orman Yönetimi ve ... Belediye Başkanlığı davalı gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde tescil davası açılmıştır, anılan davada Hazine karşı tescil talebinde bulunmuştur. Söz konusu davanın yapılan yargılaması sonucunda ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/10/2009 tarih ve 2009/443-494 E-K sayılı kararı ile davanın reddine, Hazinenin karşı davasının kabulü ile 12/11/2008 tarihli rapor ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen 1505,20 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 1443,86 m2’lik yerlerin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm yargıtay temyiz denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu sırada yörede 12.01.2010 tarihinde ek kadastro çalışması yapılmış, bu çalışmada 140 ada 1 parsel belgesizden zeytinlik niteliği ile 1329,99 m2 yüzölçümü ile 12.01.2010 tarihinde ... adına, 140 ada 2 parsel 1378,62 m2 yüzölçümü ile belgesizden ... adına tespit edilmiş, tespitler 13/04/2010 ila 13/05/2010 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Yörede genel arazi kadastrosu 1969 yılında yapılmış, daha sonra olup, bu çalışmada, dava konusu 140 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise, davalı ... adına tesbit ve tescil edilmiş, 140 ada 2 parsel 20.09.2010 gün 21488 yevmiye tarihli satış ile ... adına kayıt edilmiştir. Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 18.01.1994 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. 2011 yılında yapılan yenileme kadastrosunda çekişmeli taşınmazlar hakkında 6070 ada 1 ve 2 parsel sayıları ile işlem yapılmıştır. Yörede 2011 yılında 3402 sayılı kanunun 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadastrosu yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre; davacı Hazine tarafından 6070 ada 1(eski 140 ada 1) ve 2 (eski 140 ada 2) nolu parseller hakkında tapu iptal ve tescil davası açılmıştır. Mahkemece her iki taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmiş, 6070 ada 1 parselin maliki hükmü temyiz etmiştir. 6070 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hüküm kesinleşmiştir. Temyize konu 1 nolu parsel hakkında; bozma kararından önce düzenlenen 05/04/2012 tarihli orman, ziraat ve fen bilirkişilerinin müşterek imzalı raporlarında taşınmazın tamamının kesinleşmiş orman kadastrosu dışında kaldığı ve yine tamamının anılan tescil ilamı kapsamında olduğu belirtilmiş; bozma kararından sonra aynı bilirkişilerce düzenlenen 08/12/2014 tarihli müşterek imzalı raporda 1 nolu parselin 621,00 m2’lik kısmının tescil ilamı kapsamında kaldığının belirtilmesiyle yetinilmiş, taşınmazın kalan kısmı hakkında araştırma ve inceleme yapılmamış, Dairemizin 05/04/2017 tarihli geri çevirme kararı üzerine düzenlenen müşterek imzalı bilirkişi raporunda da tarihi belirtilmeyen hava fotoğrafları ve memleket haritalarında taşınmazın beyaz renkte olan tarım arazisi olduğu belirtilmiştir. Bu nedenlerle, mahkemece 1969 yılında orman olarak tapulama dışı bırakıldığı, orman tahdit kadastrosunun kesinleştiği 1994 yılından kadastro tespitinin yapıldığı 2010 yılına ve eldeki davanın açıldığı 2011 yılına kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesiyle yazılı biçimde karar verilmiş ise de mezkur şekilde yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir, Mahkemece yukarıda zikredilen ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/10/2009 tarih ve 2009/443-494 E-K sayılı kararının 6100 sayılı HMK"nın 303. maddesi uyarınca eldeki davada kesin hüküm teşkil edip etmediği değerlendirilmediği gibi taşınmazın evveliyatında orman olup olmadığı, ve davalı kişi yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı da yöntemine uygun biçimde araştırılmamıştır.Bu nedenle, mahkemece yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ile ek kadastro çalışması 2010 yılında yapıldığından 1980 yılından öncesine ait 1980 yılına en yakın tarihli hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ilgili kurumlardan istenerek dosyaya getirdildikten sonra mahallinde, taraflarla husumet ya da menfaat ilişkisi bulunmayan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile önceki keşiflerde görev almayan halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman bir orman mühendisi, toprak konusunda uzman bir ziraat mühendisi ve bir harita - jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendisten oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden keşif yapılmalı, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil ilamı krokisi ve getirtilen belgeler, dava konusu taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmalı, tescil ilamı kapsamında kalan yer belirlenmeli, bu kapsam dışında kalan yer bakımından hava fotoğrafları ve memleket haritaları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; bilirkişilerden, hava fotoğraflarının ve memleket haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve haritaların ölçeğine çevrilip, ölçekleri denkleştirildikten sonra, birbiri üzerine aplike edilmeli, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilmeli, taşınmazların üzerinde varsa ağaçların sayısı yaşı, cinsi ve kapalılık durumunu, taşınmazın niteliğini, üzerindeki bitki örtüsünü, orman sayılan yerlerden olup olmadığını, tasarruf sınırlarını, kullanım durumunu, imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığını, tamamlandı ise tarihini, zilyetliğin türünü gösterecekleri müşterek imzalı, krokili, gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazların 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K. 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uygulama ile dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle edinilebilecek taşınmazlardan olduğu anlaşıldığı takdirde, öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli; yine dava konusu taşınmazın yukarıda anılan tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığı, yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp, fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide miktarı ile geçerli kapsamı gösterilmeli, tescil krokisi ile pafta çakıştırılarak, tescil krokisi kapsamında olup, dava konusu 1 nolu parsel içinde kalan bölüm var ise, bu bölüm hakkında davanın kabulüne karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeden, kesin hükmü nazara alınmadan, eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.