16. Hukuk Dairesi 2017/4846 E. , 2017/9136 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... vekili, kadastro tespitleri yapıldığı tarihten önceki zilyetliğine dayanarak mevki ve yönlerini dava dilekçesinde bildirdiği 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık vasfıyla tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 61.171,61 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. 17. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken dava tarihinden 29 yıl öncesine ait tek hava fotoğrafı üzerinde ziraat ve jeoloji mühendisleri tarafından inceleme yapılmış, harita bilirkişisi tarafından hava fotoğrafında taşınmazın yeri işaretlenmekle yetinilmiş, komşu taşınmazlara ait kayıtlar getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmamış, Dairemizin geri çevirme kararı ile dosyaya getirtilen komşu taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları dava konusu taşınmaz yönünü mera okuduğu halde usulünce mera araştırması yapılmamış, icra edilen keşifte dinlenen yerel bilirkişiler aynı köyden seçilmiştir. O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için, TMK"nın 713/3. maddesinde tescil davalarında husumetin, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine yöneltilmesi gerektiği düzenlendiğine ve taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde sayılan dava şartlarından olduğuna göre karar tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun ile Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise; belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olduğundan davada ilgili İlçe Belediye Başkanlığı ile.... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın yer alması zorunlu olmakla öncelikle taşınmazın hangi ilçe sınırları içinde olduğu belirlenerek ilgili İlçe Belediye Başkanlığı ile.... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nı davaya dahil etmesi hususunda davacıya süre ve imkan tanınmalı; taraf teşkilinin sağlanması halinde, dava tarihi olan 2013 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve en son tarihli uydu fotoğrafları, komşu taşınmazların tespitine esas toprak tevzi yolu ile oluştuğu anlaşılan tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeyi gösterir toprak tevzi haritası ile belirtmelik tutanakları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan ve komşu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar, Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan ziraatçi bilirkişi kurulu ve serbest çalışan jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; 3 kişilik uzman ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısının mukayese edilmesi suretiyle ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümleri hava fotoğraflarında işaretlenmek suretiyle bu yerlerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi istenilmeli,komşu taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarından bölgede 1966 yılında toprak tevzi çalışması yapıldığı anlaşıldığından tescili talep edilen taşınmaz bölümünün toprak tevzi çalışmalarında ne olarak göründüğü, mera olarak göründüğünün anlaşılması halinde bir tahsisin yapılıp yapılmadığı hususları araştırılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 19.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.