1. Hukuk Dairesi 2020/1451 E. , 2021/1403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı maliki olduğu 121 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerine dava dışı oğlu olan ... ile davalıların birlikte bina inşa etmeleri için taşınmazı oğlu olan davalı ..."a devrettiğini, ... "ın da aynı amaçla davalı ..."ya temlik ettiğini, bu devir işlemlerinden sonra davalılar ile dava dışı ..."in kazançlarını birleştirerek taşınmaz üzerine bina inşa ettirdiklerini, ancak davalı ..."nın kardeşlerine pay temlik etmediğini, kendisinin kandırıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
Davalı ..., taşınmazın bedelini kendisi ödediği halde yurt dışında olduğu için davacı adına tescil edildiğini, davacının başka bir sebepten dolayı tazminat ödememek adına taşınmazı diğer davalı ..."a temlik ettiğini, ..."ın da Türkiye"ye gezmek için geldiği bir zaman da taşınmazını kendisine devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., çekişme konusu taşınmazda davacı ve üç erkek kardeşin katkılarıyla bina inşaatı devam etmekte iken, davacı tarafından kendisinin daha kolay takip edeceği düşünülerek ve üç kardeşe eşit şekilde paylaştırması kaydıyla taşınmazın temlik edildiğini, kendisinin de aynı amaç ile ağabeyi olan davalı ..."e devrettiğini belirterek davayı kabul etmiştir.
Mahkemece iddianın yazılı belge ile kanıtlanayamadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya içeriğinden; davanın aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Hile iddiası yönünden öncelikle davanın TBK"nun 39. maddesi gereğince hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, süresinde açılmış ise yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde hile iddiası bakımından araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri delillerin eksiksiz toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, eldeki davanın 16.04.2009 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tâbi olduğu, ispat külfeti kendisinde bulunan davacı tarafın dava dilekçesinde ""v.s. deliller"" demek suretiyle, yine; 06.06.2013 tarihli delil listesinde ise bildirilen deliller dışında ""diğer deliller"" demek suretiyle yemin deliline de dayandığı görüldüğü halde, davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılmadan sonuca gidilmiş olması da doğru değildir." gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı ... aleyhine açılan davanın ispatlanamadığından reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 14.90 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.