Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1214
Karar No: 2020/951
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1214 Esas 2020/951 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1214 E.  ,  2020/951 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “tapu kaydında düzeltim” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı 17.05.2013 tarihli dava dilekçesinde mirasbırakan kardeşi ...’in Konya İli, Karatay İlçesi, Erenler mahallesindeki 21080 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, ancak tapu kaydında kimlik bilgilerinin “...: Katip ...” şeklinde yazılı olduğunu ileri sürerek, söz konusu yanlışlığın nüfus kaydına uygun şekilde “... oğlu ...” olarak düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... vekili; cevap dilekçesi sunmamış, 21.01. 2014 tarihli duruşmaya katılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.03.2014 tarihli ve 2013/621 E., 2014/435 K. sayılı kararı ile; toplanan delillere göre tapu kaydında pay sahibi olan “...: Katip ...” ile davacının murisi olan “... oğlu ...” arasında bağlantı kurulamadığı ve tapudaki payın davacının murisine ait olduğu hususunda kesin bir kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.02.2016 tarihli ve 2016/529 E., 2016/1710 K. sayılı kararı ile;
    “…Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan kardeşi ...’in kayden paydaş olduğu 21080 Ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “...: Katip ...” şeklinde yazılı kimlik bilgilerinin “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir.
    Mahkemece, kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğu konusunda kesin kanaat oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre işin esası hakkında yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalının temyiz itirazlarına gelince;
    Hemen belirtmek gerekir ki, dava reddedildiğine göre yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı idare yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine kuşku yoktur.
    Hâl böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326/1. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2016/769 E., 2016/1024 K. sayılı kararı ile; dava dilekçesi ve tensip zaptının Karatay Tapu Müdürlüğüne 04.06.2013 tarihinde, duruşma gününün 06.11.2013 tarihinde, son olarak bilirkişi raporunun da 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 11.03.2014 tarihinde ise davanın reddine karar verildiği, bu tarihe kadar davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi kendisini vekille de temsil ettirmediği, davalı vekilinin 17.03.2014 havale tarihli dilekçe ile rapora karşı beyanlarını ve itirazlarını sunduğu anlaşılmakla birlikte karar tarihine kadar kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olması nedeniyle davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilmediği, bozma kararından sonra yapılan 14.06.2016 tarihli duruşmaya davalı vekili katılmış ise de ilk karardan önce duruşmaya katılmamış ve herhangi bir beyan dilekçesi sunmamış olması karşısında vekâlet ücreti takdir edilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı gerekçesiyle direnilmiş ve davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tapu kaydında malik kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemi ile açılan eldeki davada, yasal hasım olan davalı ... Müdürlüğünün ilk karardan önce kendisini bir vekille temsil ettirip ettirmediği, varılacak sonuca göre lehine vekâlet ücreti takdirinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Bilindiği üzere tapu sicili, Devletin sorumluluğu altında, tescil ve açıklık ilkelerine göre taşınmazlar ile üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere tutulan sicildir.
    13. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) öngördüğü tapu sicillerinin düzenli bir biçimde tutulmasını sağlamak amacıyla 2013/5150 sayılı yeni Tapu Sicili Tüzüğü, 17.08.2013 tarihli ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan Tüzüğün 28. maddesinde mülkiyet hakkının tapu kütüğüne ne şekilde tescil edileceği düzenlenmiş ve kütük sayfası malik sütununda malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası ile tüzel kişilerin unvanlarının tam olarak yazılacağı ve paylı mülkiyette pay miktarı; paydaşların adı, soyadı ve baba adından sonraki kısımda, kesirli olarak gösterileceği ifade edilmiştir.
    14. Taşınmazların kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin olarak açılan davalardaki amaç da kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hâle getirilmesidir.
    15. TMK’nın 1027. maddesine göre ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, Tapu Sicili Tüzüğü kuralları uyarınca resen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazım hataları) dışında, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir.
    16. Ancak, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesinin son fıkrasında yer alan “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur” hükmü uyarınca 17.08.2013 tarihinden sonra, tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesini isteyen kişinin mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne Tüzükteki prosedüre uygun şekilde başvurması, yapacağı başvuruda istediği sonucu alamazsa ondan sonra mahkemeden düzeltme isteminde bulunması gerekir.
    17. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 382/ç-1. maddesinde “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kaydında malik kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemleri de bu tanıma uymaktadır. Bu nedenle kayıt düzeltme istemleri çekişmesiz yargı işi olarak sulh hukuk mahkemelerinde görülür.
    18. Çekişmeli yargı ile çekişmesiz yargı arasındaki en belirgin farkı gösteren ölçüt ise “çekişme yokluğu” kıstasıdır. Diğer bir ifade ile çekişmeli yargıda, taraflar arasında iddia ve savunma çerçevesinde mahkemece çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Çekişmesiz yargı işlerinde ise ilgililer arasında kural olarak bir uyuşmazlık yoktur. Çekişmeli yargının konusunu tarafların sübjektif hakları oluşturduğu hâlde, çekişmesiz yargıda talepte bulunan kişinin ilgili tarafa karşı ileri sürebileceği hiçbir sübjektif hakkı bulunmamaktadır.
    19. Kayıt düzeltme işlerinde ilgili tapu müdürlüğüne husumet yöneltilerek dava açılmakta ise de gerçekte tapu müdürlüğü ile davacı arasında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu sicilini tutmakla görevli ve sorumlu olan tapu müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Yargılamada taraf değil, ilgilidir. Davacı ile tapu müdürlüğünün uzlaşması ile uyuşmazlığın sona erdiğinden söz edilemeyeceği gibi ilgili tapu müdürlüğünün davayı kabul etmesi de sonuç doğurmaz.
    20. Çekişmesiz yargıdaki “ilgili” kavramı, mahkemeye yapılan müracaat üzerine, talebin kabulü hâlinde verilen karardan hukuki durumları etkilenecek olan kişileri ifade etmektedir. Çekişmesiz yargı işi nedeniyle mahkemeye başvuran kişinin dilekçesinde hukuki durumu etkilenecek olan kişiyi “ilgili” olarak göstermesi sonucunda ise bu kişi “şekli anlamda ilgili” sıfatını da kazanır. Bu durumda yargılama faaliyetinin bir süjesi durumuna gelerek, usul işlemlerini kendi adına yapabilir ve bu kapsamda mahkeme huzurunda kendisini vekil ile temsil ettirebilir.
    21. Diğer yandan uyuşmazlık konusu olan yasal (karşı taraf) vekâlet ücreti; bir davada avukatla temsil edilmesi koşuluyla yargılama sonunda haklı çıkan taraf lehine tarife hükümlerine göre hükmedilen vekâlet ücretidir. Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunan bu vekâlet ücreti, 6100 sayılı HMK’nın 323. maddesinin 1/ğ bendi uyarınca yargılama gideri niteliğindedir. Yargılama giderleri, HMK’nın 326/1. maddesine göre Kanunda yazılı hâller dışında, aleyhine hüküm verilen taraftan alınır. Bu durum madde gerekçesinde belirtildiği gibi hukuki koruma isteğinde haklı çıkmanın doğal bir sonucudur. Haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi bütün dava masraflarıyla sorumlu olacaktır. Vekâlet ücreti de davada haksız çıkan tarafın, diğer tarafı vekil tutmak zorunda bırakmış olması nedeniyle yargılama gideri olarak sayılmıştır. Haksız bir iş veya işlem nedeniyle dava açmak zorunda kalan ya da kendisine karşı haksız bir şekilde dava açılan kişinin katlandığı masrafların söz konusu kişiye iadesinin sağlanması, adalet anlayışı ve hakkaniyetin de bir gereğidir. Ayrıca, HMK’nın 332/1. maddesindeki düzenleme uyarınca yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir.
    22. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya gelindiğinde, davacı 17.05.2013 tarihli dava dilekçesinde; tapu müdürlüğü ilgili olarak gösterilmek suretiyle tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi isteminde bulunulmuş, mahkemece yapılan inceleme sonucunda davacının murisi ile kayıt maliki olarak gözüken kişi arasında bağlantı kurulamadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir. Yerel mahkemece ilgili tapu müdürlüğünün ilk karar tarihinden önce kendisini bir vekille temsil ettirmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş ise de duruşma tutanakları incelendiğinde Hazine vekilinin 21.01.2014 tarihli duruşmaya katılarak beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, istem reddedildiğine göre yargılamaya katılarak kendisini vekille temsil ettiren ilgili yararına vekâlet ücretine hükmedilmelidir.
    23. O hâlde, yerel mahkemece bozma kararına uyularak, vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle direnme kararı verilmiş olması doğru değildir.
    24. Açıklanan nedenlerle ilgili tapu müdürlüğü vekilinin temyiz itirazı bakımından direnme kararı bozulmalıdır.
    25. Davacı vekilinin temyiz istemi bakımından ise; belirtmek gerekir ki, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır. Ancak, tapu kayıt düzeltme isteğinin reddine ilişkin ilk karar davacı tarafından temyiz edilmiş ve temyiz istemi Özel Dairece incelenip reddedilmiştir. Böyle olunca istemde bulunan davacı yönünden uyuşmazlık konusu kalmamıştır. Temyiz itirazları reddedilmiş olan davacı vekilinin direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz isteminin, temyizde hukuki yararı bulunmadığından REDDİNE,
    İstek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine,
    Karatay Tapu Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının ise kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Aynı Kanun’un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
    25.11.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi