Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/372 Esas 2017/1185 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/372
Karar No: 2017/1185
Karar Tarihi: 06.02.2017

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/372 Esas 2017/1185 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2017/372 E.  ,  2017/1185 K.

    "İçtihat Metni"


    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 106/1-2.cümle, 29 (iki kez), 52 (iki kez) ve 62 (iki kez). maddeleri uyarınca 1.100 ve 360 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Manyas Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2016 tarihli ve 2016/71-197 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22/12/2016 gün ve 398939 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, mahkemece sanığın kovuşturma aşamasında savunmasının tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195. maddesindeki istisnai durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme;
    5271 sayılı CMK’nın 191. maddesinde duruşmaya başlanmasına ilişkin kurallar ile sanığın sorgusunun nasıl icra edileceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş, anılan Kanunun 193/1. maddesinde ise, kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı belirtilmiştir. Kanunun ayrık tuttuğu hallere ise 5271 sayılı Kanun’un 193/2 ve 195. maddelerinde yer verilmiştir.
    CMK’nın 195. maddesindeki düzenlemeye göre, suçun yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmesi halinde, sanık gelmese de duruşma yapılabilecektir, ancak maddenin uygulanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilki, suçun yaptırımın adli para cezası veya müsadereden ibaret bulunması, ikinci koşul ise, sanığa gönderilecek davetiyeye gelmese de duruşmanın yapılacağı ihtarının yazılmış olmasıdır.
    193. maddenin 2. fıkrasında ise, “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler yüz yüze yargılama ilkesinin istisnasını oluşturmakta ise de, somut olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
    Somut olayda; hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sırasında savunma alınmadan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
    Bu itibarla, CMK’nın 193/1. maddesinde yazılı olup, savunma hakkı yanında yargılama yönteminin temel ilkelerinden olan “doğrudan doğruyalık, vasıtasızlık ve yüzyüzelik” ilkelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarına da yönelik bulunan; "hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamaz" hükmüne uyulmayarak, mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1) Sanık ... hakkında, Manyas Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2016 tarihli ve 2016/71-197 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA,
    2) Müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 06.02.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.