13. Ceza Dairesi 2015/281 E. , 2016/3618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk ve sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 07.12.2009 tarihli görgü tespit ve olay yeri inceleme tutanakları uyarınca araç kapılarında herhangi bir zorlama izi bulunmadığı ve müştekinin yargılama aşamasında dosya arasına sunmuş olduğu, 12.01.2010 havale tarihli aracının içinde değerli eşya bulunmaması sebebiyle kapılarını kilitlemediğine dair beyanı karşısında kilitli olmadığı anlaşılan park halindeki otomobilden araç teybinin sökülmek suretiyle çalındığının anlaşılması karşısında; sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesi yerine aynı Kanunun 142/1-b. maddesi ile hüküm kurulması,
2- 07.12.2009 tarihli görgü tespit ve olay yeri inceleme tutanakları uyarınca araç kapılarında herhangi bir zorlama izi bulunmadığı, oto teyp yerinin boş, kablolarının açıkta durduğu, başkaca herhangi bir hasarın bulunmadığının belirtilmiş olması karşısında; unsurları oluşmadığı halde suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulması,
3- Müştekinin zararının sanık ..."in ailesi tarafından kovuşturma aşamasında ödenerek giderildiğinin mağdur tarafından 31.05.2011 tarihli duruşmada belirtilmesi karşısında; sanık ... hakkında etkin pişmanlık nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
4- 5237 sayılı TCK’nın 50/1-d maddesinde yer alan “belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma” tedbiri, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Yönetmeliği"nin 38/son maddesinde “Sanık veya hükümlünün suç işlemesinde, suça yönelmesinde ya da zararlı alışkanlıklar edinmesinde veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasında; çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da sanık veya hükümlünün yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerler veya etkinlikler” olarak tanımlanmış olup, belirli yere gitme yasağının, failin suç işlemesi veya zararlı alışkanlıklar edinmesinde olumsuz etkileri bulunan konulara ilişkin olması ve her durumda çevrilen yaptırımın işlenen suçla mantıki bağlantısının bulunması gerekliliğine, yine Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik gereği yaşı küçük olan sanığın alkollü yerlere gitmekten yasaklanmış olmasına karşın; aracından hırsızlık suçunu işleyen suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı mala zarar verme suçu yönünden “2 ay 20 gün süre ile alkollü içecek satan eğlence yerlerine ve 2. derece dahil yakınları dışında düğünlere gitmekten yasaklanması” şeklinde, içeriği Yönetmelik kapsamına aykırı ve infaz kabiliyeti olmayan seçenek tedbire çevrilmesi,
5- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ile sanık ... müdafilerinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 03.03.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.