20. Hukuk Dairesi 2017/8687 E. , 2017/10519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı yönetim, davalı adına kayıtlı bulunan ... köyü 104 ada 21 sayılı parselin 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastro çalışmalarına göre orman olduğu iddiasıyla davalı adına kayıtlı tapunun iptalini ve orman vasfıyla Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davaya konu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 104 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman savına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1994 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise 23/11/1994-26/12/1994 tarihleri arasında ilan edilmiş ve çekişmeli taşınmaz bakımından kesinleşmiştir.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; yörede 3402 sayılı Kanun uygulamalarına esas olmak üzere yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları bulunduğundan eldeki dava, sadece tahdit haritası uygulanarak, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenerek çözümlenemez. Taşınmazın niteliğinin, öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığının tespiti için en eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarından yararlanılması gerekmektedir. Ancak mahkemece, sadece taşınmazın 1956 tarihli memleket haritasındaki konumu incelenmiş olup, bu haliyle eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.Orman sınırlandırması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun, sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş; iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenle mahkemece, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığıve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmeli ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.