10. Hukuk Dairesi 2016/5488 E. , 2018/8257 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda, iptali istenen ödeme emirlerinin 2000/10 - 2004/12 dönemlerine ait prim borçlarına ilişkin olduğu, mahkemece davacının dava dışı Anonim şirkette temsil ve ilzam yetkisi bulunduğu, bu durumda 2000/10-2004/6 (6. ay dahil) prim boçlarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeniyle iptaline karar verildiği, 2004/7 - 2004/12 dönemine ilişkin prim borçları yönünden ise davanın reddine karar verildiği, reddilen miktar üzerinden davalı kurum lehine % 10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmediği anlaşılmıştır.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. " hükmünü öngörmüştür.
Yukarıda anlatılanlar ışığında, gerek 506 sayılı Yasanın 80/12 ve gerekse de 5510 sayılı Yasanın 88/20 maddeleri gereğince, anonim şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunan şahısların bu yetkileri dönemindeki borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulünde ve 2004 yılı 6. ay öncesi (6. ay dahil) prim borçlarının zamanaşımına uğradığının kabulünde bir isabetsizlik yok ise de davacının 2004/7-2004/12 döneminde dava dışı anonim şirketin temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmamıştır.Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; reddedilen prim borçları yönünden davalı kurum lehine haksız çıkma tazminatına hükmedilmemiştir. Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki kamu alacağının %10 oranında haksız çıkma tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece; Dava konusu 2004/7-2004/12 prim borcu döneminde davacının dava dışı Anonim Şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı şirketin kayıtlı olduğu ilgili ticaret sicil müdürlüğnden araştırılarak ve dayanak belgeleri getirtilmek suretiyle oluşucak sonuca göre bir karar verilmeli, davanın reddi yoluna gidilirse kurum lehine % 10 haksız çıkma tazminatına hükmedileceği gözetilmelidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.