16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/18588 Karar No: 2017/9107 Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/18588 Esas 2017/9107 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/18588 E. , 2017/9107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu...Köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 2 parsel sayılı 362,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi (TC. 52825427432) kimlik numaralı ... oğlu ... adına tespit edildikten sonra 13.09.2000 tarihinde 132,29 metrekare yüzölçümü ile aynı şahıs adına tescil edilmiştir. Davacı (52816427724) kimlik numaralı ..., irsen intikal ve taksime dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle 23.07.2012 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, tarafların murisi .... oğlu ... adına kayıtlı bulunan çekişmeli 127 ada 2 parsel nolu 132,29 metrekarelik taşınmazın, davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, irsen intikal ve taksim intikal ettiği iddiasına dolayısıyla kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açmıştır. Dava, açıklanan bu niteliğine göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabidir. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 08.08.1999 tarihinde yapılmış, tespitin 13.09.2000 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapuya tescil edilmiştir. Dava tarihi olan 23.07.2012 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarih arasında 10 yıldan fazla süre geçmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Hak düşürücü süre, hakim tarafından re"sen dikkate alınması gereken dava şartlarındandır. Hal böyle olunca mahkemece davanın açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilmeksizin davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.