14. Hukuk Dairesi 2009/12907 E. , 2010/647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.07.2004 gününde verilen dilekçe ile yaylaya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; bozma ilamına uyularak davanın reddine dair verilen 29.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.01.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile köy muhtarı ... ile karşı taraftan davalı vekili Av.... ile Belediye Başkanı ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... (...) Köyü, davalı ... Belediyesinin kadim yaylalarına el attığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı ... Belediyesi, davacı köyün kadim köy olmadığını ve çekişmeli yaylanın kendilerine ait kadim yayla olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı köy temyiz etmiştir.
Davacı ... (...) Köyü daha önce, 15.06.1987 tarihli dava dilekçesi ile davalı ... aleyhine açmış olduğu davada Doğuda: ... tepesi, mezar gediği, Batıda: ..., Kuzeyde: Su döküldü ..., Güneyde: Yıldızdağı, Dibektaş ve Akdağ ile çevrili kadim yaylalarına elatıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiş, davalı ise çekişmeli yaylanın "Fi evahir-i N (Ramazan) sene 1198 tarihli fermanları kapsamında kaldığını savunmuş, mahkemece çekişmeli yaylanın davalı belediyeye ait ferman sınırları içinde kaldığından reddine dair verilen karar, Dairemizin
08.12.1992 günlü ve 7946/10741 sayılı ilamı ile özetle "...Fermanın iptali istemiyle dava açılmıştır. Fermanın iptaline ilişkin dava, bu dava için ön mesele teşkil etmekte olup sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde işlem yapılması gerekir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
Fermanın iptali istemiyle açılan dava eldeki dava ile birleştirildikten sonra mahkemece, davalının dayandığı fermanın iptaline, mevcut delillere göre davalı belediyenin de çekişmeli yayladan kadimden beri yararlandığı gerekçesi ile yaylaya elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiştir. Anılan karar Dairemizin 20.04.2000 günlü ve 1345/2691 sayılı ilamı ile özetle "...Davalı dayanağı kaydın orjinal bir kayıt olmadığı, deftere sonradan ilave edildiği, ferman kaydı olarak itibar edilemeyeceği anlaşılmakla mahkemenin bu yöndeki kanaat ve hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bundan sonra uyuşmazlığın kadim yararlanma esasına göre çözümü gerektiği görüşü de doğrudur. Ancak, nizalı yaylada taraf köylerin müşterek yararlanma hakları bulunduğu bilirkişi ve taraf tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Davacının bu müşterek yararlanma hakkına karşı çıktığı da sabittir. Davacının nizalı yerdeki müşterek yararlanma hakkına elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
Dairemiz bozma ilamına karşı karar düzeltme istenilmiş, karar düzeltme istemi Dairemizin 01.12.2000 gün 5552/7992 sayılı ilamı özetle "...Davalı savunmasını fermana dayandırmıştır, savunmasını dayandırdığı fermanın sahte olduğu saptanmıştır. Savunmanın dayanağı ferman olduğuna göre davacının onayı olmadan kadim yararlanma iddiasının dinlenmeyeceği gibi mahkemece kendiliğinden bu yönde bir inceleme yapılamaz..." gerekçesi ile karar düzeltme istemi kabul edilmiştir.
Mahkemece, karar düzeltme talebi üzerine verilen bozma ilamına uyularak dava dilekçesinde yazılı sınırlarla çevrili yaylaya davalı belediyenin elatmasının önlenmesine karar verilmiş; bu karar da Dairemizin 19.03.2002 günlü ve 1080/2000 sayılı ilamı ile özetle "...Dava dilekçesinde sınırları yazılı Doğuda: ... tepesi, Mezar gediği, Batıda: ..., Kuzeyde: Su döküldü ..., Güneyde: Yıldızlı dağ, Dibektaş ve Akdağ ile çevrili yaylada, fermanın sahte olması karşısında davalı ... Belediyesinin herhangi bir hakkının bulunmadığı anlaşılmış ise de, bu davada taraflar arasındaki çekişmeli yerin bu yaylanın içinde kalan ve fen bilirkişilerinin 09.10.1991 tarihli rapor ve krokilerinde kırmızı ile boyalı kesim olduğu anlaşılmıştır, bu yere davalı belediyenin elatmasına karar verilmesi gerekirken ihtilafa konu olmayan kesimler yönünden de kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak, 09.10.1991 havale tarihli rapor ve krokide doğusunda Karadağ, batısında türbe tepe, kuzeyinde Karadağ ve sülek düdeni ile çevrili kırmızı renkle gösterilen yere davalı belediyenin elatmasının önlenmesine dair verilen 14.05.2003 günlü ve 2002/55 Esas, 2003/3 Karar sayılı ilamı Dairemizin 07.10.2003 tarih 6606/6862 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davacı ... (...) Köyü şimdi, yukarıda açıklanan mahkeme kararları ve gerekçesinin lehlerine kesin delil olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilen kesim dışında kalan ve sınırları dava dilekçesinde açıklanan yaylaya davalı belediyenin elatmasının önlenmesini istemektedir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-Bir taraf, ispatla yükümlü olduğu vakıayı ... için bütün delillerini göstermesi, hakimin de çabukluk, basitlik ve ucuzluk ilkesinin bir sonucu olarak taraflara delillerini hasrettirmesi gerekir. Delillerini hasretmiş taraf yeniden delil gösteremez. Ancak; delillerin hasredilmesi ve yeniden başka delil gösterilememesi ilkesi o dava ile sınırlı olup, sonradan açılan davada geçerli değildir. Sonradan açılan davada taraflar delillerini serbestçe bildirebilirler. Gerçekten, davalı ... Belediyesi safahatı yukarıda açıklanan davada fermana dayanmış ve delillerini hasrettiğinden başka bir delile dayanamayacağı kabul edilmiş ise de; eldeki dava yeni bir dava olduğundan bu davada kadimliğe dayanabilir. Davalı da eldeki davada çekişmeli yaylanın kadim yaylaları olduğunu savunmuştur.
Öte yandan; ilk davada hüküm altına alınan yayla yeri ile eldeki davadaki nizalı yer aynı olmadığından ilk davanın bu dava için kesin hüküm olduğunun da kabulü mümkün değildir.
Somut olayda; davacı ve davalı çekişmeli yaylanın kadim yaylaları olduğunu ileri sürmüşlerdir. O halde, uyuşmazlığın kadim yararlanma esasına göre çözülmesi ve çekişmeli yaylanın taraflardan hangisine ait olduğunun saptanması gerekecektir.
Davacı ..., mahallinde yapılan keşif ve uygulama sırasında dava dilekçesinde sınırları yazılı yaylalarının fen bilirkişileri ... ve ... tarafından düzenlenen 18.02.2009 tarihli rapor ve ekindeki paftada sınırları kırmızı ile çizili yaylanın kadim yaylaları olduğunu, davalı belediyenin aynı krokide sarı renkli çizgilerle gösterilen (2) ..., (3) türbe tepe, (8) dibektaş, (13) kuru yıldız dağı, (14) İbek Tepesi (9) alacamaşat ve tekrar (2) ... ile çevrili alana elattığını ileri sürmüş, davalı ... ise; aynı krokide mavi kesik çizgiler ile gösterilen (2) ..., (3) türbe tepe (10) dimili yurt tepesi, (11) isli boğaz tepesi, (12) keşif yapılan yer, (14) ibek tepe, (9) alacamaşat ve tekrar (2) ... ile çevrili alanın davalı belediyeye ait kadim yayla olduğunu savunmuştur.
Görüldüğü üzere, taraflar arasında çekişmeli olan yer, 18.02.2009 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde kırmızı çizgi ile işaretli (9) alacamaşat, (8) dibektaş hattının doğusunda kalan ve mavi kesik çizgiler ile işaretli (9) alacamaşat, (2) ..., (3) türbe tepe (10) dimili yurt tepesi, (11) isli boğaz tepesi, (12) keşif yapılan yer oradan kırmızı çizgi ile işaretli alandır.
Dosya kapsamı, toplanan deliller, yerel bilirkişi, tanık anlatımları ve taraflar arasındaki Ahırlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/55 Esas, 2003/3 Karar sayılı dosyasında ki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, yukarıda sınırları yazılı ve taraflar arasındaki nizalı yaylada davacı ... ile davalı ... Belediyesinin müşterek yararlanma haklarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı köyün bu müşterek yararlanma hakkına davalı belediyenin karşı çıktığı da sabittir. Bu durumda, taraflar arasında çekişmeli olan ve 18.02.2009 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde kırmızı çizgi ile işaretli (9) alacamaşat, (8) dibektaş hattının doğusunda kalan ve mavi kesik çizgiler ile işaretli (9) alacamaşat, (2) ..., (3) türbe tepe, (10) dimili yurt tepesi (11) isli boğaz tepesi, (12) keşif yapılan yerden kırmızı çizgi ile işaretli yer ile oradan da tekrar (9) alacamaşat ile çevrili kesimdeki yayladan davacı köyün müşterek yararlanma hakkına davalı belediyenin elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2). bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 750.00 TL. Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 26.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.