11. Hukuk Dairesi 2021/1155 E. , 2021/5959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. ...
VEKİLİ : AV. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.04.2017 tarih ve 2014/1680 E. - 2017/362 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 04.12.2020 tarih ve 2019/1573 E. - 2020/2117 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının maliki olduğu gayrımenkuller üzerinde davacı lehine 16.07.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 19 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa hakkı için davalıya KDV dahil 600.000.- TL ödendiğini, Rekabet Kurulu"nun 5 yılı aşan süreler bakımından Tebliğde belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkması nedeniyle bayilik anlaşması ve protokollerin beş yılı aşan sürelerinin geçersiz kılındığını, davalı tarafından gönderilen ihtarname ile bayilik sözleşmesinin ve intifa hakkının sonlandırıldığı ve intifanın tapuda terkin edilmesi hususunun davacıya ihtar edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından, davalıya, ihtarname gönderilerek, intifa hakkı karşılığında ödenen bedelin güncel tutarı olan 714.339.- TL ve KDV"nin, davacıya ödenmesinin bildirildiği, ayrıca ihtarname ekinde gönderilen vekaletname ile intifa hakkının tapudan terkin işlemlerinin davalı tarafından yerine getirilmesinin sağlandığını, davalıya ödenen toplam bedelin geçersiz kalan süreye karşılık gelen kısmının denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncelleştirilmiş tutarı olan 714.839,00 TL"nin KDV’si ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının talebinin nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını, davacı tarafından davalıya toplam 600.000.- TL ödendiğini, bu ödemenin sözleşme karşılığı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin beş yıl olduğunu, sözleşmenin beş yılın sonunda yenilenmediği takdirde sona ereceğinin düzenlendiğini, söz konusu taşınmazlar için 19.000.- TL intifa bedeli belirlendiğini, talep edilen bedelin orantısız olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; intifa hakkının terkininin talep edildiği, tescil istem belgesinde "Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğum intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan/bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim" ifadesinin yer aldığı, intifa hakkının bedelsiz olarak terkin edildiği, davacının bakiye intifa bedelini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; tapu kayıtlarında, davacı lehine tesis edilmiş bulunan intifa haklarının terkininin, hak sahibi davacının vekaletname ile yetkili kıldığı temsilcisi tarafından 11.07.2012 tarihinde yapıldığı, resmi akit tablosunda "Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğum intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan/bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklinde beyanda bulunulduğu ve bu beyan sonunda intifa hakkının tapu kaydından terkin edildiği anlaşıldığı, bu durumda intifa hakkı sahibi davacının bakiye intifa bedeli isteyemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.