16. Hukuk Dairesi 2018/2910 E. , 2021/1473 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 171 ada 14 parsel sayılı 757,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, 15.12.2009 tarihinde satış suretiyle dava dışı ... ’ya intikal ettirilmiş, bilahare 29.09.2010 tarihinde de satış suretiyle davalı ...’a tapuda kayden devredilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., çekişmeli taşınmazın müşterek muris ...’ ndan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların, davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra satış yoluyla davalı ...’a devri yapılan çekişmeli taşınmazın muris İsmail’den intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, kendi miras paylarına yönelik olarak dava açtıkları ve taşınmazın tapu kayıt maliki olan davalı ..."un muris ... ’in terekesine göre 3. kişi konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, bir mirasçı, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemiyle dava açabilirse de, 3. kişiye karşı, miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı ve TMK" nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya, diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine de olanak yoktur.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi isabetsiz ise de, davanın reddine ilişkin karar sonucu itibariyle yerinde görüldüğünden hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.