Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3777
Karar No: 2019/4889
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3777 Esas 2019/4889 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/3777 E.  ,  2019/4889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, davalı tarafından davacılar hakkında yapılan ilamsız icra takibinin asıl borçlusunun ... Marketçilik Gıda Temizlik Tic. Ltd. Şti. Olduğunu, bu şirketin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi için davacıların taşınmazları üzerinde ipotek tesis edildiğini, dava konusu 23.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin 31. sayfasında davacıların ipotek borçlusu sıfatıyla imza attıklarını, bu sözleşmeye kefil olmadıklarını ileri sürerek, başlatılan ilamsız icra takibinde davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların 23.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, taraflar arasında geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulduğunu ileri sürerek davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacıların dava dışı ... Marketçilik Gıda Temizlik Tic. Ltd. Şti."nin davalı banka nezdinde kullanmış olduğu 23.12.2010 tarihli ve 3.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, aynı zamanda davalı banka lehine taşınmazları üzerinde ipotek tesis ettikleri, davacıların kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla atmış oldukları imzaların üst kısmına ipotek borçlusu olarak yazmış olmalarının davacılar ile davalı banka arasındaki kefalet sözleşmelerinin geçerliliğini etkilemeyeceği, kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, davacılar aleyhine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yapılan takibin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.06.2016 günlü 2016/1084 esas, 2016/10410 karar sayılı ilamı ile “Dava, davacıların takip dayanağı 23.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinde İİK"nın 72. maddesi uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacıların dava dışı asıl borçlu şirketin davalı bankaya olan borcu için taşınmazları üzerinde ipotek tesis ettikleri anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık dava konusu takip dosyası dayanağı olan 23.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesini davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayıp imzalamadıkları noktasında toplanmaktadır. Söz konusu genel kredi sözleşmesinin aslının 31. sayfasında müşterek müteselsil kefalet şerhi başlığı altında kefil imzalarının bulunduğu kısımda davacıların imzasının üstünde “ipotek borçlusu” sıfatı yazılıdır. Aynı sayfada davacılar dışında imzaları bulunan kişilerin imzalarının üstünde ise “kefil” sıfatının yazılı olduğu görülmüştür. Bu durumda davacıların bu sözleşmeyi kefil olma iradesi ile imzaladıkları iddia edilemeyeceği gibi A.Ş olarak kurulan ve bir güven kurumu olan davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranma ve özen yükümlülüklerini ihlal ettiği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacıların dava dışı borçlunun kullandığı krediler için davalı bankaya karşı yalnızca ipotek borçlusu sıfatıyla imza attıklarının kabulü gerektiği, müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu kabul edilmelerinin mümkün olmadığı, sözleşmede imzalarının olduğu sayfada sadece ipotek borçlusu olarak gösterildikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    İİK.’nun 72/4 maddesi hükmü gereğince borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlu yararına tazminata hükmedileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda mahkemece, davacı borçluların davanın kabulü yanında yararlarına %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettikleri de gözetilerek bu istem yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı lehine takdiren hükmedilen 2.037.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi