Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2298
Karar No: 2020/946
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2298 Esas 2020/946 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Karar, karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonucunda verilmiştir. Asıl boşanma ve ziynet alacağı davaları reddedilirken, karşı boşanma davası kabul edilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda karar kısmen bozulmuştur ve Özel Daire kararına karşı direnilmiştir. Dosyadaki belgeler incelendikten sonra, uyuşmazlık boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın eşten kaynaklanan kusurlu bir davranışın olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Hukuk Genel Kurulu önünde çözümlenen ön sorun, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olup olmadığıdır. Kararın tefhim edilmesi sonucunda yapılan inceleme sonucunda, yanlışlık olması durumunda Yargıtay yoluna başvurulması gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, direnme kararı usul yönünden bozulmuştur. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi de açıklandı.
Hukuk Genel Kurulu         2017/2298 E.  ,  2020/946 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi



    1. Taraflar arasında “karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesince verilen asıl boşanma ve ziynet alacağı davalarının reddi, karşı boşanma davasının ise kabulüne ilişkin karar, davacı-karşı davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda kısmen bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı-Karşı Davalı İstemi
    4. Davacı-karşı davalı vekili 10.06.2011 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 02.07.2007 tarihinde evlendiklerini, ortak bir çocuklarının bulunduğunu, evliliğin ilk aylarından beri aralarında geçimsizlik olduğunu, davalının müvekkiline ve ailesine sinirli davranışlar sergileyerek hakaret ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına ve velayetin müvekkiline verilmesine karar verilmesini, 16.11.2011 tarihli karşı davaya cevap dilekçesinde ise karşı tarafın kendi isteği ile evi terk ettiğini ileri sürerek 30.000,00TL manevi tazminat ile yatırım amacıyla alınan fakat boşanma aşamasında davalı tarafından evden kaçırıldığı iddiasıyla üç adet burma bilezik, beş adet 18 gram ağırlığında bilezik ve beş adet cumhuriyet altının aynen veya karşılığında 20.000,00TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı-Karşı Davacı İstemi
    5. Davalı-karşı davacı vekili 15.09.2011 tarihli karşı dava dilekçesinde; tüm iddiaları inkârla müvekkilinin evlilik birliği sürecinde bir eş olarak üzerine düşen görevlerini yerine getirdiği halde davacı eşin müvekkiline evliliğin ilk yıllarından itibaren hakaret ettiğini, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, manevi baskı uyguladığını, son dönemlerde “seni de çocuğu da istemiyorum” diyerek evden kovduğunu ve sadakatsiz davranışlar sergilediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velayetin müvekkiline verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00TL tedbir-iştirak, müvekkili yararına ise aylık 500,00TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00TL maddi ve 50.000,00TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesinin 27.03.2014 tarihli ve 2011/750 E., 2014/225 K. sayılı kararı ile erkek eşin başka bir kadınla duygusal yakınlığını ortaya koyduğu, bir eş ve baba olarak evlilik birliğindeki görev ve sorumluluklarını yerine getirmekte son derece özensiz davrandığı, eşine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı gibi sadakat ilkesine aykırı davranışlar sergilemesi nedeniyle boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadın eşin kıskançlıktan kaynaklanan tepkisel davranışlarının kusur olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bunun dışında başkaca kusurlu bir davranışının da tespit edilemediği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk yararına 250,00TL tedbir-iştirak, kadın yararına ise 350,00TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 20.000,00TL maddi ve 20.000,00TL manevi tazminat ödenmesine ayrıca erkek eşin cevap dilekçesinde yer verdiği ziynet eşyaları talebine yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.04.2015 tarihli ve 2014/23158 E., 2015/8493 K. sayılı kararı ile;
    “…Hüküm davacı-davalı erkek tarafından; her iki dava ve altınlarla ilgili talep yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı erkeğin mahkemece belirlenen kusurları yanında, davalı-davacı kadının da eşine ve annesine hakaret ettiği, şiddet uyguladığı ve baskı yaptığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı erkeğin davası yönünden de Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuş olup davacı-davalı erkek de boşanma davası açmakta haklıdır. Davacı-davalı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekirken (TMK m. 166/2) reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    8. Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesinin 08.12.2015 tarihli ve 2015/587 E., 2015/922 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçeyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    9. Direnme kararı yasal süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın eşten kaynaklanan kusurlu bir davranışın olup olmadığı noktasında toplanmıştır.

    III. ÖN SORUN
    11. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; mahkemece bozma sonrası verilen kısa kararla “…Davacının cevaba cevap dilekçesinde geçen ziynet eşyalarına yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir dava veya karşı dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,…” şeklinde hüküm kurulduğu, direnmeye ilişkin gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu yönde bir karar verilmediği dikkate alındığında kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    12. Ön sorun çözümü için yapılan inceleme sonucunda:
    13. Mahkemece, kısa kararda:
    “…1-Mahkememizin 27/03/2014 tarih ve 2011/750 Esas- 2014/225 Karar sayılı ilamında direnilmesi ile
    a-DAVANIN REDDİNE,
    Davacının cevaba cevap dilekçesinde geçen ziynet eşyalarına yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir dava veya karşı dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,…” karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda:
    “…1-Mahkememizin 27/03/2014 tarih ve 2011/750 Esas- 2014/225 Karar sayılı ilamında direnilmesi ile;
    a-DAVANIN REDDİNE,…” şeklinde hüküm kurularak kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur.
    14. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 294. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kararın tefhimi her hâlde aynı Kanunun 297. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.
    15. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak Yargıtay yoluna başvurulması ve kararın bozulması hâlinde düzeltilebilir. Bu aykırılık kamu düzenine ilişkin olup diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma sebebi yapılması ise, 10.04.1992 tarihli ve 1991/7-4 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gereğidir.
    16. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmak olup, buna aykırı direnme kararı usul yönünden bozulmalıdır.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA,
    Bozma sebebine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi