10. Hukuk Dairesi 2016/8287 E. , 2018/8194 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile 18.2.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Dosyadaki belgeler ve hizmet döküm cetvelinden, 1.6.1997 tarihinde ilk kez 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu anlaşılan davacının doğum tarihinin 24.12.1959 iken, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 1971/82E-1974K sayılı kararının dayanak alındığı 27.11.2014 tarihli mahkeme kararı ile, 1.1.1954 tarihi olarak değiştirilmesine karar verildiği, 18.2.2015 tarihli tahsis talebi hakkında ise davalı Kurumca davacının sigortalı olduktan sonra yaşını değiştirmesi nedeni ile tahsis şartlarında esas alınan yaş şartının önceki 24.12.1959 tarihi olarak esas alınması ve bu nedenle talebinin reddedilmesi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İş bu davada uyuşmazlık; yaşlılık aylığı bağlanmasında sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı ve bu bağlamda düzeltilen doğum tarihinin ilk defa çalışmaya başlandığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı olan doğum tarihi yerine ikame edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 120/2 maddesinde “yaşlılık, ölüm ve maluliyet sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında; sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağı” hükme bağlanmıştır. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltilmesinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (Bağ-Kur) ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununda da anılan maddeye paralel hükümler getirilmiştir.
506 sayılı Yasanın uygulanması açısından “yaş koşulunun” gerçekleşmesi, belli süre prim ödenmesi yaşlılık sigortasının uygulanması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle Yasanın 120. maddesi sonradan yapılacak yaş düzeltmelerinde kimi kötü uygulamaları önlemek amacıyla özel bir düzenleme getirmiş belli sigorta kollarında hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Buna göre yaşlılık ölüm ve maluliyet sigortalarının uygulanmasında sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğüne kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağını hükme bağlamıştır.
Burada ki yaş düzeltmelerinden kasıt, Mahkeme kararı ile yapılan düzeltmelerdir. Esasen HGK 09.10.2002 tarih ve 2002/761-777, 02.06.2004 tarih 2004/316-322 sayılı kararları da bu yöndedir.
Eldeki davada ise, yukarıda belirtilen yasal düzenleme karşısında 1.6.1997 tarihinde işe başladığı ve anılan Ağır Ceza Mahkemesinin kararının hüküm kısmında yaş düzeltilmesi yönünde infaza kabil bir hüküm içermemesi ve düzeltmenin ara karar niteliğinde olup usulune uygun bir yaş düzeltim kararının bulunmaması karşısında, 27.11.2014 tarihli mahkeme kararı dikkate alındığında, düzeltme kararlarından önce işe başlaması sebebiyle doğum tarihi olarak değişiklikten önceki tarihin esas alınmasına dair kurum işlemi isabetli olup, davacının şahsi dosyasının kurumdan celp edilerek, süre, prim borcu koşulları yönünden tahsis şartlarının irdelenip sonucuna göre karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 18.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.