17. Hukuk Dairesi 2016/1826 E. , 2018/11803 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalılardan ..."ın diğer davalı ..."a ait araç ile dikkatsizce geri geri gelerek, yoldan karşıya geçmek isteyen müvekkillerinden Yunus ile Zübeyde"nin kızları, Ali Meto"nun kardeşi ... "nun ölümüne, diğer müvekkili Adeviye"nin de yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili Yunus ve ... için 50.0000,00"er TL manevi ve 400,00"er TL maddi, ...için 25.000,00 TL manevi, müvekkil ... için 2.000,00 TL manevi ve 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 05/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davacılar vekili, 13.7.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davacı ... ve ... için tazminat miktarını toplam 41.688,18 TL olarak ıslah etmiş ve bu tazminatın manevi tazminatlarla birlikte olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, öncelikle kusur oranına itiraz ettiklerini, talep edilen manevi tazminatın çok yüksek olduğunu, manevi tazminatın araç sahibinden istenemeyeceğini, maddi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, bu konuda herhangi bir belge sunulmadığını, davacıların sigortadan
tazminat aldıklarını, davanın ... A.Ş."ye ihbarına ve davaya dahil edilmesine, neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacılar ... ve ..."nun maddi tazminat istemlerinin kabulü ile 41.668,18 TL maddi tazminatın, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul kısmen reddi ile her bir davacı için ayrı ayrı 35.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için talep edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabul ve kısmen reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... "nun talep ettiği manevi tazminat isteminin kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın, maddi tazminat isteminin kısmen kabul ve kısmen reddi ile 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacı Adeviye"nin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 100,00 TL maddi ve manevi tazminat talebinin kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminat yönünde hüküm tesis edilmiş olup; karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, davalılar aleyhine kabul olunan dava kısmının değerleri maddi ve manevi tazminat bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalılar vekilinin davacı Adeviye lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik temyiz isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm ve cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; 6100 sayılı HMK"nun 297. Maddesi gereğince her bir davacı yönünden zarar hesabının yapılması ve her bir davacı yönünden belirlenen tazminatın hüküm fıkrasında ayrı ayrı yazılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacılar Zübeyde ve ... yönünden dava dilekçesinde, ..."nun ölümü nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000,00"er TL manevi ve 400,00"er TL maddi tazminat talep etmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini davacılar için toplam 41.688,18 TL"ye yükseltmiş ve mahkemece davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne dair karar verilmiştir.
Sigorta şirketinden getirtilen hasar dosyası incelendiğinde, 30.10.2012 tarihinde davacı ... için 11.827,90 TL, ... için 8.232,62 TL olmak üzere toplam 20.060,52 TL ödendiği anlaşılmış olup bu durumda bilirkişi tarafından, davalı ... şirketinin her bir davacıya ödediği rakam ayrı ayrı güncellenip her bir davacı yönünden hesaplanan tazminatından mahsup edilerek davacılar için ayrı ayrı tazminatın belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan 03.06.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından davacılara ödenen tazminatlar toplanarak, toplam 20.060,52 TL rakam güncellenerek davacıların hesaplanan sonuç tazminatı olan 66.468 TL"den mahsup edilmek suretiyle davacıların toplam zararının 41.668,18 TL olduğunun belirtilmesi ve mahkemece hükümde davacılar yönünden toplam 41.668,18 TL"ye karar verilmesi hatalıdır.
Bu durumda, mahkemece, kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla, önceki bilirkişiden ek rapor alınarak, davacıların zararları ayrı ayrı hesaplanıp, her bir davacıya ödenen rakamın ayrı ayrı güncellenerek sonuç tazminatından mahsup edilecek şekilde hesaplamanın yapılması, sonucuna göre her bir davacı için hükmedilen tazminat miktarının hüküm fıkrasında ayrı ayrı belirtilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
4-Her ne kadar davacılar olarak yalnızca davacı ... ve ..."nun isimleri karar başlığında yazılmış ise de davacıların kendilerine asaleten ..."ya velayeten ... ve ... ile Adeviye Karaoğlu"na velayeten Fatma ve ... olduğu anlaşılmakla, bu yanlışlığın mahallinde düzeltilebilir bir hata olması nedeni ile bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin davacı Adeviye lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 05/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.