20. Hukuk Dairesi 2017/9394 E. , 2017/10458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12/12/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı Hazine vekili Av. ...Sarp, feri müdahil Orman Yönetimi vekili Av....Soylu Kurt, davalı... ve ...San. Tic. A.Ş. vekili Av. ... Tokgöz ile davalılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, 22/10/2010 tarihli dilekçesiyle; ... köyü 1015, 1019, 1020, 1021, 1022, 1023 ve 1024 parsel sayılı taşınmazların özel orman vasfı ile davalılar adına kayıtlı olduğu, parsellerin evveliyatının baltalık ... ormanı olarak... tasarrufunda iken ...leştirildiği ancak ölümü ile mirasçılarının 5658 sayılı Kanun ile müracaat etmesi üzerine kendilerine iade edildiği, daha sonra ifraz edilerek değişik parsel numaraları ile davalılar adına tescil edildiği, söz konusu ifraz işleminin 6831 sayılı Kanunun 52/1. maddesine aykırı olduğu, taşınmazın 5658 sayılı Kanun ile özel orman olarak iadesinin de "iadeye tâbi ormanlık alanların ... ormanına sınırının olmaması” gerektiğine ilişkin koşulun sağlanmaması nedeniyle yasaya aykırı olduğu, taşınmazın ... ormanı ile sınırının bulunduğundan bahisle davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... ormanı vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Orman Yönetimi davacı Hazine yanında fer’i müdahil olarak davaya katılmıştır.
Davalılar, davanın 5841 sayılı Kanunun 2 ve 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddeleri gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, taşınmazın özel orman olarak iade edildiği tarihte sınırında orman bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve fer’i müdahil Orman Yönetimi tarafından esasa yönelik, davalı... ve ...San. Tic. A.Ş. vekili tarafından ise vekâlet ücretinin keşifte belirlenen değer üzerinden takdir edilmesi gerektiği iddiasıyla temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/05/2016 gün ve 2016/3297 E. - 5887 K. sayılı bozma kararı özetle; "Dosyadaki kanıt ve belgelerden; ... 1 parsel sayılı taşınmazın 885200 m² yüzölçümüyle Şubat 1329 tarih 456 sıra numaralı tapunun tedavülleri revizyon gösterilerek gerçek kişi adına kadastro tespitinin kesinleştiği, 1 numaralı parselin 4785 sayılı Kanun ile ...leştirilmiş ormanlardan iken, 5658 sayılı Kanun gereğince ... Bakanlığınca sahiplerine iadesine karar verildiği ve adlarına Mayıs 1954 tarih 79 ve Haziran 1954 tarih 201 numaralı tarla ve kışlak niteliğiyle tapu kayıtlarının oluştuğu, tapu sahipleri arasında görülen izale-i şuyu davası sonunda mahkeme kararıyla, özel orman durumu ve 6831 sayılı Kanunun 52. maddesi gözönünde bulundurulmadan üç parçaya ifraz edilerek 892, 893, 894 parsel numarasıyla kişiler adına tescil edildiği, Orman Yönetiminin bu ifraz işleminin iptali ve bir bütün olarak özel orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla açtığı dava sonucunda, ... Kadastro Mahkemesinin 10/12/2002 gün ve 2002/29-55 E.K. sayılı kararı 892, 893, 894 parsel olarak ifraz işleminin iptaline ve tek parsel halinde özel orman niteliğiyle tesciline karar verildiği, hükmün temyiz edilmesi üzerine,
Dairenin 10/04/2003 gün ve 2003/1370 - 2857 E.K. sayılı ilâmıyla onanarak kesinleşmesi sonucu, 981 sayılı parsel olarak tapuya tescil edildiği, yörede geçen kamulaştırma işlemleri nedeniyle de önce 1014, 1015 ve 1016 sayılı parseller olarak ifraz edildiği daha sonra 1014 ve 1016 sayılı parsellerin tekrar ifraz edilerek 1019 ilâ 1023 sayılı parsellerin oluştuğu anlaşılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin nitelikleri de dikkate alınarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların ... ormanı sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek, ... ormanı olarak tesciline ilişkin talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; davacı Hazine, taşınmazın ... ormanı olarak tescilinden önce yapılan ifraz işleminin 6831 sayılı Kanunun 52. maddesine aykırı olduğunu ve taşınmazların tevhit edilerek tek parsel olarak tescilini de talep etmiş olup, mahkemece bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır." şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... ormanı olarak tesciline ilişkin talebin reddine,
Dava konusu taşınmazların tevhidine yönelik talebin kabulü ile,
... ili, Nilüfer ilçesi, ... mahallesi, 1015, 1019, 1020, 1021, 1022, 1023 ve 1024 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek 6831 sayılı Kanunun 52. maddesi gereğince tek bir parselde tevhid edilerek, aynı malikler adına, önceki hisse miktarları dikkate alınarak yeni bir parsel numarası ile özel orman niteliğinde tapuya kayıt ve tescilline karar verilmiş hüküm; davacı Hazine ile müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 06.05.1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davada reddedilen talep bakımından, davalılar yararına, dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği halde, maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 9. bendinde yazılı "...1980,00 TL..." sözünün hükümden çıkarılarak, bunun yerine, “...8050,00 TL..." yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA,Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.480,00.-TL vekâlet ücretinin davacı Hazineden alınarak davalılar... ve ...San. Tic. A.Ş., Ayşe Yiğit Aslan ve arkadaşları vekillerine ayrı ayrı verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/12/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.