22. Hukuk Dairesi 2017/1920 E. , 2017/1327 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... feri müdahil vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının hazır beton işinde alt işverenlere bağlı pompa operatörü olarak çalıştığını ve haksız yere işten çıkarıldığını bildirerek, ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının müvekkili şirket çalışanı olmayıp feri müdahil .... AŞ.."nin elemanı olduğunu, ihbar olunan ... İnş. ve Tic. Anonim Şirketi vekili, fazla çalışma ve diğer alacaklarının çalışma yapıldığında ödendiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı ... feri müdahil ... İnş. ve Tic. AŞ. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... feri müdahilin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında fazla çalışma ücretinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı uyuşmazlık konusudur.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı öncesinde davacı yanca 08.07.2013 tarihinde ıslah talebinde bulunulmuş olup davalı tarafça ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak ek rapor ile fazla çalışma ücreti alacağı 08.07.2008 - 26.05.2012 tarihleri arasındaki dönem için dava dilekçesinde talep edilen miktar saklı tutulmadan hesaplanmıştır. Mahkemece %40 takdiri indirim ile hesaplanan miktar hüküm altına alınmış ve karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanırken dava zamanaşımı itirazı dikkate alınmış ancak ıslaha karşı zamanaşımı itirazı olduğu ve bu hususta bozma ilamı öncesinde ek rapor alındığı gözden kaçırılmıştır. Bu durumda, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacının hak kazandığı fazla çalışma ücreti alacağı miktarının ıslaha karşı zamanaşımı def"i dikkate alınarak ve davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.