4. Hukuk Dairesi 2019/2120 E. , 2021/1208 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından davalılar ... ve diğerleri aleyhine 06/03/2017 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 15/05/2018 günlü karara karşı davalılar ..., ... ve davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurularının esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvrusunun kısmen kabulü ile HMK"nun 353/1-b.2 maddesi gereğince Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/102-2018/264 sayılı ve 15/05/2018 tarihli kararının kaldırılması ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacılar ... ve ..."ün maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 02/04/2019 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 16/03/2021 duruşma günü için yapılan tebilgat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlalşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacılardan ... ile davalıların bu davacı lehine hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL dir.
HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 58.800,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Somut olayda, davacı ... 50.000,00’er TL manevi tazminat isteminde bulunmuş, ilk derece mahkemesince istemin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacının istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince kabul edilerek yeniden esas hakkında kurulan hükümde 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı da davacı ... ile davalılar temyiz yoluna başvurmuştur. İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar yönünden temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenecektir. Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacılardan ... lehine hükmedilen ve temyize konu edilen miktar, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde, davacı ... lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden bölge adliye mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp, anılan davacı ve davalıların bu davacıya yönelik temyiz dilekçelerinin HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davacılar ... ve ... ile davalı şirketin tüm, davalılar ... ve ...’in ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3-Davalılar ... ve ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin diğer temyiz itirazına gelince;
Davacılar ... ve ... dava dilekçesinde 1.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunmuşlar, 15/01/2018 tarihli dilekçede maddi tazminat istemini açıklayarak ayrı ayrı 500,00’er TL maddi tazminat istediklerini bildirmişlerdir. Bölge adliye mahkemesince anılan davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, maddi tazminat istemi yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, bu istem yönünden davacılar Mehmet ve Hafize yararına 2.725,00’er TL vekalet ücreti takdir edilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur” hükmü bulunmaktadır. Yine Tarifenin 13. maddesi “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret, kabul veya reddedilen miktarı geçemez” şeklinde düzenlenmiştir. Bölge adliye mahkemesince karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, istem miktarını geçemeyeceği gözetilmeksizin, davalılar aleyhine olacak şekilde fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesinin 2. fıkrası gereğince kararın aşağıda yazılı olduğu şekilde davalılar yararına düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacılardan ... ile davalıların bu davacıya yönelik temyiz dilekçelerinin HMK 362/1-a maddesi gereğince REDDİNE, yukarıda (3) nolu bentte gösterilen nedenle davalılar ... ve ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün 11. bendinde yer alan her iki paragraftaki “2.725,00 TL maktu” ifadelerinin çıkarılarak, yerlerine ayrı ayrı “500,00 TL” ifadelerinin yazılmasına, davacılar ... ve ... ile davalı şirketin tüm, davalılar ... ve ...’in diğer temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/03/2021 gününde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.