12. Ceza Dairesi 2017/8495 E. , 2018/5987 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeni ile tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" yerine "tazminat" ibaresine yer verilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı, olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat davasının kararın kesinleşmesinden itibaren açılmasını öngören CMK"nın 142/1. maddesi, tazminat istemeye hak sahibi olan kimsenin soruşturma ve kovuşturmanın akıbetini ve kesin sonuca bağlanışını takip ederek dava hakkını gecikmeden kullanması öngörülerek düzenlenmiştir. Dava açma süresi en fazla kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlanmıştır. İncelenen dosya kapsamına göre, dava açıldığında ve hüküm kurulduğunda henüz dava açma süresi başlamamış ise de, hükümden sonra tazminat davasına konu dayanak kararın kesinleşmiş olabileceği hususu dikkate alınarak, dava dilekçesinde, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu"nun 2012/546 soruşturma sayılı dosyası kapsamında davacı hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ve teknik araçlarla izleme koruma tedbiri kararlarının alındığı ve hakkında 2014/24550 soruşturma sayı ve 20/02/2015 tarihli karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirtilmekle bahse konu soruşturma dosyaları sonucunda ne karar verildiği, verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ve soruşturma aşamasında tefrik kararı verilip verilmediği, tefrik kararı verilmiş olması halinde neticesi araştırılıp soruşturma sonucunda verilen kararların henüz kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında, dava şartı olan kesinleşme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle tazminat davasının reddine karar verilmesi, kesinleşmiş olması halinde kesinleşme tarihi tespit edilerek, davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre;
1- 09/09/2009 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından, dinleme kararı veren hakim hakkında, kurul tarafından soruşturma açıldığının iddia edilmesi karşısında, tazminat istemine dayanak soruşturma dosyasında görev yapan Cumhuriyet savcıları ve hakimler hakkında yürütülen adli ve idari soruşturma olup olmadığı, olması halinde sonucunun, Cumhuriyet savcıları ve hakimlerin kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâllerinin bulunup bulunmadığı, CMK"nın 141/3. maddesinde belirtilen halin davacı lehine oluşup oluşmadığının araştırılmaması,
2- Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, vekili aracılığıyla dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunan davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.