23. Hukuk Dairesi 2014/1039 E. , 2014/3635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2011/148-2013/238
Taraflar arasındaki menfi tespit, tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. Y.. R.. ile davacı vekili Av. .. gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline toplam 43.000,00 TL’ye 30 ayda dairesini teslim edeceği yönünde taahhütte bulunduğunu, ancak kendisinden haksız olarak 58.200,00 TL daha ödeme talep edildiğini ileri sürerek, müvekkilinden talep edilen miktarın haksız ve yersiz olduğunun tespitine, eğer müvekkilin ödemesi gereken bir meblağ mevcut ise bunun müvekkil tarafından gelecekte ödenebileceği belirtilen su, elektrik, oturma ruhsatı, maliye, belediye, sosyal sigortalar, çevre düzenlemesi v.s. oturma ruhsatı alınırken tespit edilecek bedel kadar olabileceğinin tespitine, taraflar arasındaki sözleşmeye göre bedeli ödenen A Blok 12 nolu dairenin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait özel nitelikli kooperatif hissesinin satımının yönetim kurulunca yapıldığı, bu yönde alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı, davacının halen oturmakta olduğu daire için 6.923,78 TL harcama yaptığı, davacının davalıya toplamda 44.500,00 TL ödeme yaptığı, 2008 yılı genel kurulunda ortakların projeden daire satış sözleşmesine göre yaptıkları ödemelerin eskalasyon kararlarına göre her ortağın 60.000,00 TL"ye tamamlanmasına karar verildiği, bu haliyle davacının yaptığı ödemeler ve kooperatifin yapması gerekirken davacının bizatihi kendisinin yaptığı toplamda 6.923,78 TL"lik ödeme nazara alındığında 8.576,22 TL borcun kaldığı anlaşıldığı, her ne kadar davalı vekilinin 10.02.2013 tarihli 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında davacıya tahsisli dairenin 100.000,00 TL değerinde kabul edilerek geçmiş ödemelerine ilaveten aradaki farkının ödemesinin kararlaştırıldığını belirtmiş ise de bu genel kurulun dava tarihinden sonra olduğu, davanın açıldığı andaki şartlar ile değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 41.423,78 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davalı vekilinin diğer temyiz istemleri yönünden; dava, davacı kooperatif üyesinin borçlu olunmadığının tespiti ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davacının menfi tespit isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, bu sonuca ulaşılırken davacının yaptığı toplam ödemelerle birlikte davalının tahsis ettiği dairedeki eksikliklerin tamamlanma bedeli dikkate alınmış ise de, eksik işlerle ilgili yapılmış inceleme yeterli değildir. Zira, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülmüş eşitlik ilkesi de dikkate alınarak kooperatifin emsal konutları incelenmek ve davaya konu taşınmazla ilgili proje celp edilmek suretiyle, davacının konutunun projesine ve diğer emsallere göre taşıması gereken özelliklere sahip olarak teslim edilip edilmediğinin tespiti zorunludur. Bu durmda, açıklanan hususların, tüm taraf delilleri toplanarak objektif ve somut bir şekilde saptanması gerekli olduğundan, salt davacının anlatımları ve tanık beyanlarına göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca hükme esas alınan 05.04.2013 tarihli bilirkişi ek raporunda alacak-borç miktarı 15.03.2009 tarihi itibariyle belirlenmiş ise de, karar yerinde bu tespitin gösterilmemiş olması da hatalı olmuştur.
3) Davacının temyiz itirazlarına gelince; davacının talepleri arasında kendisine tahsis edilen ve halen oturmakta olduğu dairenin tapusunun iptali ile kendi adına tescili bulunmasına rağmen HMK’nın 297/2 maddesine aykırı olacak şekilde kararın gerekçesinde ve hüküm kısmında, her hangi bir açıklama yapılmadan, şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde sadece fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
4) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin yukarıdaki 3 no"lu bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin birbirlerinden alınarak yekdiğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.