14. Hukuk Dairesi 2020/2539 E. , 2021/98 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14/11/2019 gün ve 2019/336 Esas, 2019/7780 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, öncesinde ihdasen Hazine adına tescil edilen 1093 (121) parselin içinde bulunduğu alanda ... Belediyesince yapılan 37 No"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmesinden sonra bilahare ... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ile dahili davalı, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale ihya isteğinin kısmen kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.11.2012 tarihli ve 2011/11339 Esas, 2013/13445 Karar sayılı ilamı ile “...Mahkemece imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması, öte yandan; ihyasına karar verilen 1093 (121) sayılı kök parselin bir kısmı imar planında park alanında kalsa dahi, imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, bu işlemin kapsadığı tüm uygulamaların iptal edilmiş sayılacağı gözetilmeksizin taşınmazın kısmen terkinine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, yargılama masraflarının tamamının iptale konu idari işlemi yapan ve böylece dava açılmasına sebebiyet veren kabul kapsamına alınan belediyelere yüklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve taşınmazın değeri üzerinden nipsi karar ilam harcının hüküm altına alınması gerekirken maktu harca hükmedilmesi de isabetsizdir..” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Davacı vekili, davalı ... ... vekili ve dahili davalı ... vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulması üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.12.2012 tarihli ve 2012/5613 Esas, 2012/15978 Karar sayılı ilamı ile “…..Hemen belirtmek gerekir ki; taşınmazın değeri üzerinden nispi karar ilam harcının hüküm altına alınması gerektiği hususuna değinen kısım dışında Dairenin anılan bozma kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan; kamusal bir uygulama olan ve kişilerin iradesi dışında gerçekleştirilen imar işlemine karşı açılan davalarda kabul kararı verilmesi halinde imar parsel maliklerine yargılama gideri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinin yüklenemeyeceği de tartışmasızdır.
Diğer taraftan, davanın açılmasına davalı ... Büyükşehir Belediyesi ile ... Belediyesi"nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek ... Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği ... Belediyesinin sorumlu olduğu, bu durumda yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı ... ... ile ... Belediye Başkanlığının sorumlu tutulmuş olmasında da bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; dava kabul edildiği halde, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, yargılama giderlerinin bir bölümünün davacı Hazine üzerinde bırakılmış olması da isabetsizdir.
Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de yerinde değildir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, “Davalı ... hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde ... Belediyesinden bölünerek ... Belediyesi kurulmuş olduğundan davalı ... hakkında karar verilmesine ve hüküm kurulmasına yer olmadığına; diğer davalılar hakkında tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, Harita kadastro mühendisince düzenlenen 01.04.2010 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokiler ve fotoğraflarında gösterilip açıklandığı üzere dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Köyü 1093 parsel numaralı kadastro parselinde; imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline, eski hale ihya ile ihdas parselin davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” dair verilen hükmün taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 23.05.2014 tarihli ve 2014/3757 Esas, 2014/6840 Karar sayılı ilamı ile “…..Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tamamen yerine getirilmemiştir. Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmuş olmakla, orada belirtilen hususların yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Anılan bu husus, usulü kazanılmış hakkın bir sonucudur. Oysa, bozma ilamında “imar parseli hakkında ihyasına karar verilen taşınmazın bulunduğu bölümler yönünden imarla oluşan sicil kaydının iptaline ve teknik bilirkişinin krokisinde (B) harfi ile gösterilen 4.218,30 merekarelik kısımla birlikte kadastral parselin ihyasına ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği açıkça vurgulanmasına rağmen, mahkemece kurulan hükümde, hangi imar parselinin ne kadarlık kısmının tapu kaydının iptaline hükmedildiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklanmadığı gibi, bilirkişinin krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve park alanında kaldığı bildirilen 4.218,30 merekarelik bölüm de net bir biçimde belirtilmemiştir. Böylesi bir hükmün infaza elverişli olduğu da söylenemez. Bilindiği üzere; hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak kapsamda olması gerektiği 1086 sayılı Yasa"nın 388. maddesinde olduğu gibi 6100 sayılı Yasa"nın 297. maddesinde de yer almaktadır. O halde, çekişmeli imar parselinin ihyası talep edilen ihdas parseli üzerinde kalan kısmı açıkça yazılarak bu kısmın tapu kaydının iptali ile yine ihdas parseli sınırları içinde olup da iptal edilen en son uygulama ile park alanında kalan kısım da belirtilerek bu bölümle birlikte 1093 sayılı parselin ihyası ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 14.11.2019 tarih, 2019/336 Esas- 2019/7780 Karar sayılı ilamıyla hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, davalı ... ... vekili ve dahili davalı ... vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Yasaya eklenen bu hüküm gereğince dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı vekili, davalı ... ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 14.11.2019 tarih, 2019/336 Esas- 2019/7780 Karar sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili, davalı ... ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.11.2019 tarih, 2019/336 Esas- 2019/7780 Karar sayılı düzelterek onama ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 19.01.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.