19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3088 Karar No: 2019/6507 Karar Tarihi: 01.04.2019
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/3088 Esas 2019/6507 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/3088 E. , 2019/6507 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi ŞİKAYETÇİ : Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisinin ihlalidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte vergilendirme hakkı ve mali yararlarının da ihlal edildiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerinin finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğacağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 13/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/2308 Esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/12295 Esas sayılı dosya üzerinden incelenerek bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Kabule göre de; 1- Temel ceza tayininde, hapis cezasının alt sınırdan belirlenmesine karşın, adli para cezası belirlenmesinde aynı gerekçelerle teşdit uygulanması, 2- Suç tarihi itibarıyla uygulanan 5607 sayılı Kanun uyarınca davaya katılma hakkı bulunmayan TAPDK’nun davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, 3- Suç tarihi itibarıyla tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK’nun 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 4- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kabule göre 3 numaralı bozma yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 01/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.