16. Ceza Dairesi 2015/8250 E. , 2016/1950 K.
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.11.2015 tarih ve 2015/352427 sayılı yazısı ile;
Terör örgütü üyeliği suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2, 62/1, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin ( CMK 250. madde ile görevli) 27.09.2007 tarihli ve 2004/339 Esas, 2007/233 Karar sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 24.06.2010 tarihli ve 2008/17213 Esas, 2010/7598 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesine müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 14.11.2014 tarihli ve 2014/358 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın keza reddine dair... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2014 tarihli ve 2014/498 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamından, 09.11.2004 tarihli tutanak içeriğine göre Asayiş Şube Müdürlüğünce başka bir suç ile ilgili gözlem altına alınan sanık ..."in terör örgütü üyeliği suçundan arama kaydının bulunduğunun anlaşılması üzerine, sanık hakkında soruşturma işlemlerine başlandığı ve ... Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2004 tarihli ve 2004/1257 esas sayılı iddianamesi ile 17.01.2000 tarihinde ... Emniyet Müdürlüğünce ..."da yapılan operasyonda ele geçirilen bazı bilgisayar, CD ve disketlerde sanık ..."in adı geçtiği ve özgeçmişinin yer aldığı gerekçesi ile terör örgütü üyesi olmak suçundan dava açıldığı, sanığın suçlamaları kabul etmeyerek örgüt üyeliği ile bir ilgisinin bulunmadığını, kendisi ile ilgili bilgilerin haberi olmadan kayıt altına alınmış olabileceğini beyan ettiği, bununla birlikte mahkeme tarafından sanığın savunmasına itibar edilmeyerek 27.09.2007 tarihli karar ile silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine karar verildiği, mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından 24.06.2010 tarihli karar ile onanarak kesinleşmesine müteakip sanık müdafiinin 08.07.2014 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesini talep ettiği ve bu talebin de reddedildiği, sanık hakkında elde edilen belgelerin, sanığın kendi ağzından özgeçmişini anlattığı fotoğraflı bir belge, sanığın müteahhit olduğu, ...marka yeni arabası olduğunu ve her zaman müsait olduğunu belirten “Arabası olan arkadaşlar” başlıklı bir belge, örgüt üyelerinin doğum yeri,doğum tarihi, mesleği, faaliyet gösterdiği bölge, sorumlu kişi ve örgüt içindeki kod numaralarının bulunduğu listede adının yer aldığı bir belge ve amcaoğlu olan ... isimli bir kişinin memleketi olan ... köyünde... terör örgütü adına yapmış olduğu faaliyetler hakkında örgüte bilgi aktardığını gösteren "Fihrist" başlıklı bir belge olduğu, mahkemece yapılan araştırma üzerine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince hazırlanmış 20.01.2006 tarihli tutanakta operasyonda ele geçirilen örgütsel doküman içinde sanığın el yazısı ile yazılmış özgeçmişine rastlanılmadığının bildirildiği, sanık ve müdafiinin savunmalarında operasyonda ele geçirilen örgütsel doküman içinde yer alan sanığa ait bilgilerin başkaları tarafından kayıt altına alınmış olduğunu, bu konuda sanığın bilgisi ve rızası bulunmadığını, belgelerde yer alan bilgilerin sanığı tanıyan herkes tarafından bilinen bilgiler olduğunu, özgeçmişinde yer alan ailesine ilişkin bilgilerin bir kısmının da yanlış olduğunu, amcası olarak yazılan... ve ... isimli kişilerin sanığın amcası olmadıklarını, sanığa ait vesikalık fotoğraf gibi görünen fotoğrafın esasen sanığın 10-12 sene önce ..."de çektirmiş olduğu bir fotoğraf olduğunu, özgeçmişte ve diğer belgelerde yer alan bilgilerin sanıktan habersiz olarak örgüt üyeleri tarafından toplanmış bilgiler olduğunu beyan ettikleri, mahkeme tarafından bu savunmalara itibar edilmeyip belgelerde yer alan bilgilerin bizzat sanık tarafından verilip örgüte üye olduğu kanaatine ulaşılarak mahkumiyet kararı verildiği ve yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin olarak da hükümlü müdafiinin dilekçesinde belirttiği hususların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinde yer alan yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden herhangi birisini kapsamadığı, hükümlünün beyanlarının mahkemece tartışıldığı ve kararın Yargıtay tarafından onandığı gerekçesi ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer görülmeyerek reddi gerektiği gerekçesiyle talep reddedilmiş ise de; hükümlü müdafiinin dilekçesinde ileri sürdüğü "özgeçmiş raporu" isimli örgütsel dokümanın sanık hakkında istihbari bir çalışma dahi gerektirmeyen, aksine rahatlıkla elde edilebilecek bilgileri içeren imzasız belge olduğu, yargılanan örgüt üyelerinin “özgeçmiş bilgilerinin çoğunlukla şahsın haberi olmaksızın örgüt tarafından sosyal araştırma amaçlı toplanmış ve kayıt altına alınmış bilgiler olduğu, özgeçmişlerin kişinin haberi olmadan örgüt mensupları tarafından değişik şekillerde toplanan bilgilerin derlenerek sanki o kişi tarafından veriliyormuş gibi kaleme alındığı “ şeklinde ifadeler verdikleri yönünde ileri sürülen iddialar bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesi kapsamında yapılacak değerlendirme sonucu ortaya çıkacak delillerin sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilerek, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 16.10.2015 gün ve 94660652-105-34-4426-2015-20809/66786 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay :
17.01.2000 tarihinde...Emniyet Müdürlüğünce ..."da yapılan ve... terör örgütünün lideri olan ..."nun ölü olarak ele geçirildiği operasyonda evde bulunup incelenen bazı bilgisayar, CD ve disketlerde sanık ..."in adı geçtiği ve özgeçmişinin yer aldığı gerekçesi ile sanık hakkında ...Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2004 tarihli ve 2004/1257 esas sayılı iddianamesi ile terör örgütü üyesi olmak suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, sanığın suçlamaları kabul etmeyerek örgüt üyeliği ile bir ilgisinin bulunmadığını, kendisi ile ilgili bilgilerin haberi olmadan kayıt altına alınmış olabileceğini beyan ettiği, bununla birlikte mahkeme tarafından sanığın savunmasına itibar edilmeyerek 27.09.2007 tarihli karar ile silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine karar verildiği, mahkumiyet kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 24.06.2010 tarihli ve 2008/17213 Esas- 2010/ 7598 karar sayılı karar ile onanarak kesinleştiği, sanık müdafiinin 08.07.2014 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesini talep ettiği, bu talebin kararı veren mahkemenin 14.11.2014 tarihli kararıyla reddedildiği, bu karara yapılan itirazın da aynı mahkemenin 02.12.2014 tarihli kararıyla reddolunduğu, son ret kararına yapılan itirazın ise ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2014 tarihli kararıyla reddolunduğu anlaşılmıştır.
II ) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı :
Hükümlü müdafiinin dilekçesinde; hükümlünün mahkumiyetine esas alınan "özgeçmiş raporu" isimli örgütsel dokümanın, hükümlü hakkında istihbari bir çalışma dahi gerektirmeyen, aksine rahatlıkla elde edilebilecek bilgileri içeren imzasız belge olduğunu, yargılanan örgüt üyelerinin, "özgeçmiş bilgilerinin çoğunlukla şahsın haberi olmaksızın örgüt tarafından sosyal araştırma amaçlı toplanmış ve kayıt altına alınmış bilgiler olduğu, özgeçmişlerin kişinin haberi olmadan örgüt mensupları tarafından değişik şekillerde toplanan bilgilerin derlenerek sanki o kişi tarafından veriliyormuş gibi kaleme alındığı" şeklinde ifadeler verdiklerini, ileri sürülen iddialar bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesi kapsamında yapılacak değerlendirme sonucu ortaya çıkacak delillerin hükümlü lehine kabule değer olabileceği gözetilerek yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2014 tarihli ve 2014/498 değişik iş sayılı kararı yerinde olmadığından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulması istemine ilişkindir.
III ) Hukuksal Değerlendirme :
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde “...yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte...” olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olduğu öngörülmüştür.
Yeni olaylar veya delillerin hükmün verildiği anda mahkemece bilinmemesi gerekir. Yargılama aşamasında bilinen olayları veya tanıkları “yeni delil veya yeni olaylar’ türünden saymak olanaksızdır. Bu olgunun, davanın süjelerince ve yargılamayı yapan mahkemece bilinmemesi, tespit edilememesi zorunludur, “yeni olaylar veya yeni deliller” söz konusu değil ise, hükümlü yararına yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bahsetmek yasa koyucunun amacına ve yasanın özüne uygun düşmeyecektir.
Temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı “kanun yararına bozma” isteminde bulunulabileceği öngörülmüştür. (CMK.309/1)
İleri sürülen nedenler yerinde görülür ise kesinleşen karar veya hüküm kanun yararına bozulur. (CMK.309/3)
Bozma nedenleri: CMK"nın 223. maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra yeniden karar verilir. (CMK.309/4-a)
Bozma nedenleri; mahkümiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. (CMK.309/4-b)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; hükümlü ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre suçlarının sübut bulduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, hakkında verilen mahkumiyet hükmünün temyiz kanun yolu ile Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından; hükümlü müdafiinin gerek yargılama evresinde gerekse hüküm kesinleştikten sonra ileri sürdüğü hususlar yargılama aşamasında değerlendirilmiştir. ... Ağır Ceza Mahkemesi, hükümlünün savunmalarını, tüm takdiri ve maddi delilleri birlikte değerlendirip hüküm kurmuştur.
Mahkeme hükme varmak için topladığı delilleri yeterli görüp, takdir ederek kararını vermiştir. Hükümlünün ve müdafiinin yargılama aşamasında ileri sürdüğü, suçun sübutuna yönelik itirazlar yerinde görülmeyerek haklı gerekçelerle reddedilmiştir.
Hükümlünün mahkumiyetine esas alınan "özgeçmiş raporu" isimli örgütsel dokümanın, hükümlü hakkında istihbari bir çalışma dahi gerektirmeyen, aksine rahatlıkla elde edilebilecek bilgileri içeren imzasız belge olduğu, yargılanan örgüt üyelerinin, "özgeçmiş bilgilerinin çoğunlukla şahsın haberi olmaksızın örgüt tarafından sosyal araştırma amaçlı toplanmış ve kayıt altına alınmış bilgiler olduğu, özgeçmişlerin kişinin haberi olmadan örgüt mensupları tarafından değişik şekillerde toplanan bilgilerin derlenerek sanki o kişi tarafından veriliyormuş gibi kaleme alındığı" şeklinde ifadelerinin bulunduğu yönündeki iddiaların, dosya içeriğine, mevcut delillere göre kesin hükümden dönülmesini gerektirecek ve yeniden yargılama yapılmasını haklı gösterecek nitelikte ve ciddiyette yeni delil olarak kabul edilemeyeceği, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen davaların yargılama sürecindeki hukuka aykırılıkları ve delil takdirindeki yanılgılar ancak sanık lehine yapılabilecek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz kanun yolu ile giderebileceği değerlendirildiğinde,
Bütün bu saptamaların ışığında; hükümlünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311/1-e madde fıkrasında belirtilen "yeni olaylar veya yeni kanıtlar" ortaya koyamadığı anlaşıldığından, “Kanun Yararına Bozma” (CMK.309/1) cihetine gidilmemiştir.
IV ) Sonuç ve karar :
Açıklanan nedenlerle; Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2014 gün, 2014/358 Değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2014 gün ve 2014/498 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden, haklı nedenlere dayanmayan “Kanun Yararına Bozma” isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.