Davacı M.. B.. vekili Avukat H.Y.. tarafından, davalı B.. A.. aleyhine 06/01/2011 gününde verilen dilekçe ile kurum zararının ödetilmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Avrupa Birliği Hibe Sözleşmesi kapsamında yapılan ihalede davalının bir kısım usulsüzlükler yapmasından dolayı hibe bedelinin bir bölümünü iade etmek zorunda kaldıklarını belirterek, uğranılan zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, ihalede usulsüzlük yapmadığını, ceza dosyasında beraat ettiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, davalının bir kısım usulsüzlükler yaptığı, bundan dolayı hibe edilen paranın iade edilmek zorunda kaldığı benimsenerek, istemin kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak, gerçek zarar hüküm altına alınmalıdır (BK.m.42). Bu da, zararlandırıcı eylemden önceki durum ile sonrası arasındaki farktan ibarettir. Ancak; hakim, durumun özelliğini ve kusurun ağırlığını da gözetmekle yükümlüdür (BK.m.43/1). Yasa koyucu, bu hükümle hakime, her somut olayın özelliğine göre tazminatın kapsamını belirleme ve hakkaniyet çerçevesinde (MK.m.4) takdir yetkisini kullanma imkanını, daha da ötesinde görevini vermiştir. Hakim burada, karşılıklı yararlar dengesini de göz önünde tutacaktır. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda; davalının anılan ihalede suç teşkil eden bir usulsüzlük yapmadığı, zaten bu nedenle ceza dosyasında beraat ettiği belirtilmiştir. Davalı, halk eğitim merkezi müdürü olup ihale alanında uzman bir kişi değildir. Kendisine idarece bu konuyla ilgili bir eğitim de verilmemiştir. Şu halde; olayın meydana geliş şekli, yapılan usulsüzlüklerin niteliği ile yukarıda anılan hususlar dikkate alındığında, tahsiline karar verilen zarar miktarından, BK.m.43 (TBK.m.51) gereğince uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) no"lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.