16. Hukuk Dairesi 2018/2605 E. , 2021/1469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 241 ada 79 parsel sayılı 5.280,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, hali arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 26.09.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümünün aynı adanın en son parsel numarasını takip eden numarası ile davacı adına, taşınmazın geri kalan bölümünün ise aynı parsel numarası ile hali arazi vasfı niteliğinde davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dosyada bulunan ve ziraat mühendisi bilirkişisinin raporuna ekli olan fotoğraflarda, taşınmaz üzerinde yer yer taşlıkların bulunduğu görülmesine rağmen, bu taşlıkların çekişmeli taşınmaz bölümü içerisinde bulunup bulunmadığı gerek ziraatçi bilirkişi raporunda, gerekse harita bilirkişisi raporunda belirtilmemiş; dava konusu taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan ve ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerden olduğu belirtilerek hali arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespitinin yapıldığı ve imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu dikkate alındığında, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne kadarlık kısmının, ne şekilde imar ve ihya edildiği ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış ve mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut içerikli ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, niteliğinin ne olduğu ve sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümü ile taşınmazın geriye kalan bölümünün karşılaştırılması suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi ve bitki deseni itibarıyla taşınmazın geriye kalan bölümünden nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar-ihya edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü açıklayan, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş ve üzerinde sınırları kabaca işaretlenmiş fotoğraflarının eklendiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.