12. Ceza Dairesi 2017/11698 E. , 2018/5940 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 22/3, 62, 50/1-a-4, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin ceza miktarına, TCK"nın 62. maddesinin uygulanmaması gerektiğine ve sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230/2 maddesinde aynı Kanunun 223. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının delilleriyle birlikte gösterilmesi gerektiği, 232/6. Maddesinde ise mahkeme tarafından verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermiycek şekilde açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı CMUK"un 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
Bu zorunluluk bozma üzerine verilen hükümlerde de geçerli olup, önceki hükme atıfta bulunularak hüküm kurulamayacağı gibi, bozmakla hüküm tamamen ortadan kalktığından bozma dışındaki hususların sonraki hüküm için aynen geçerli olduğu hususu da kabul edilemez.
İncelenen dosyada, sübut deliller irdelenmeksizin kabule de yer verilmeksizin iddianame özeti, dosyadaki taraf beyanları alt alta sıralanmak suretiyle hükmün gerekçesiz bırakılması,
2- TCK"nın 50/4. maddesinde, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, ancak, bu hükmün, bilinçli taksir halinde uygulanmayacağı belirtilmiş olmasına karşın, meydana gelen olayda bilinçli taksirle hareket ettiği mahkemece de kabul edilen sanık hakkında tayin edilen uzun süreli hapis cezasının paraya çevrilmesi,
3- Bozulan hükmün tümüyle ortadan kaldırıldığı gözetilerek, katılanlar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.980TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi yerine bakiye 480TL vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanık hakkında tayin edilen 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezanın adli para cezasına çevrilmesi sırasında, adli para cezasının 810 gün yerine 800 gün olarak hesap edilmesi nedeniyle, hesap hatası yapılarak sonuçta 16.200 TL yerine 16.000 TL olarak eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.