Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17029 Esas 2017/3849 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17029
Karar No: 2017/3849
Karar Tarihi: 27.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17029 Esas 2017/3849 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/17029 E.  ,  2017/3849 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı , abone olan davalının fatura borcunu ödemediğini , başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeni ile durduğunu ileri sürerek 102.325.73.- TL nin son ödeme tarihinden temerrüd faizi ile tahsiline karar verilmisini talep ve dava etmiştir .
    Davalı , davanın reddini istemiştir .
    Mahkemece , davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
    1- Dava, davacı ... şirketinin elektrik abonesi davalı şirketten fatura alacağı istemine ilişkindir.
    6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eldeki dava ise, 15 / 03 / 2013 tarihinde açılmıştır.
    6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
    6335 Sayılı Kanun"un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince, bu mahkemenin bulunmadığı yerlerde asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince,


    Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re"sen incelenir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın, tacir olan tarafların ticari işletmelerine ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın ticari dava olduğu ortadadır.
    Bu durumda, mahkemece; davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, genel mahkeme sıfatıyla bakılmış olması usul ve yasaya aykırıdır.
    2-) Bozma nedenine göre davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.